Hastalar neden iyileşemiyor?

Tıpta en büyük iki eksiklikten biri; hastanın kendini anlatmasına izin vermeyen kısıtlı zaman(!) ve doktorla ilişki kuramamak. İkincisi Konsültasyon eksikliği!
Uzmanlaşma iyi de bütünsel teşhis nereye gitti?
Neden hastalar iyileşemiyor?
Dünya kadar tıbbi işlem, alet gelişmişken sorun nerede?
Hastanın gözlerine bakmaktan imtina eden doktorların durumları üzücü.
Tabi bu söylemim sadece tek taraflı oluyor yani hasta açısından,doktor açısından söyleyeceği olanı da hevesle dinlerim.

Not: Bu fikrim iyileşemeyen hastaların tercümanı olmak adına hissettiklerimin bir ürünüdür, doktorlara karşı bir eleştiri değil.
Sistemin bu işe dünya kadar para yatırıp neden hastaların iyileşmesine olanak vermediğini soruyorum. Doktorların maruz bırakıldıkları zorluklar başka bir büyük konu, bunu çok iyi anlıyor ve gözlemliyorum.

Not2.:”konsültasyon” ne demek?
Bir hastalığa birkaç hekimin tanı koyması işi, konsulto.
Tıpta, çeşitli dallarda uzman olan hekimlerin, tam aydınlatılmamış bir vaka yahut teşhisi zor bir hastalık karşısında yaptıkları fikir alışverişi. İstişare. Tıptaki bilgilerin son derece artması, bir hekimin her konuda azami bilgiye sahip olmasını imkansız kılmıştır.

Not3: Hasta olmak bir dert, hasta yakını olmak başka bir dert. Fakat halkımıza bakarsanız, sağlık sorunları çözüldü! Sanırım aile hekimlerinden kolayca ilaç alabilmek bizleri memnun etmeye yetti. Öylesine aciz duruma getirilmişiz ki bu bile sevinmeye yetiyor gibi.

Bir arkadaşımın (Suzan Çal) bu konudaki yorumunu da paylaşayım: “Bu son dönem kapitalizmin en plânlı uygulamalarından biridir, ilaç şirketlerinin eli gibi çalışmaktadır tıp alanı. Batıda sık sık holistik yaklaşımlı doktorlar ya ölü bulunuyor ya bir kazada gitmiş oluyor. Thireve Movement sık sık bunu haber yapar. Böl parçala öldür ama yönet işi, uzmanlaşma adında tıp alanında da uzundur hüküm sürüyor, epistemik cemaat istediği yöntemi legalize edip istemediğini dışlıyor, doğal olarak bilim-dışı görünüyor. Batıda her alanda bu konuda ciddi bir direnç hattâ savaş var. İnsan bedenine organ uzmanları gibi yaklaşılırsa organizma çöpe gider, içindeki birey zaten yok kabul ediliyor, o da zaten bedenden ibaret.Onunla zaten psikiyatristler ilgilenirler ilacı dayayıverirler nasılsa  Zaman medikal zamanın sonları, ışık ve manyetik asıl çözüm olarak yerini alacak o kesin, ama o zaman kadar çok ciddi kıyım devam edecek maalesef. Şimdilik bu sistemin içinde doktorlar da hastalar da hapis diyebiliriz, çoğu yani.”

Mutlaka gerçek ilişki kurulan durumlar da var(Tıp tarihinde şifanın ilişkide yattığını savunan ünlü doktorlar var) fakat şu an bunun geneli yansıtmadığını düşünüyorum. Biraz amiyane kaçacak ama şöyle bir benzetme yapacak olursam; özel hastaneleri ya da daha da özel klinik ve muayenehaneleri bir çeşit satış yeri olarak varsayalım (madem değişen dünyada her şey alım-satıma, teknik üstünlüğe dayanıyor) bu durumda doktorları da bu ürünü yani sağlığı pazarlayan kişiler olarak görelim. (eminim bu benzetme bir çoğunuzun içini sızlattı çünkü doktorlar bizim için yarı tanrı konumunda olmuştur, şaman zamanından beri belki de). Hastane neden iyileştiremediği hastadan para alır? Sadece koridorlarına ayak basıyor olman onun bi sürü parayı alması için bir hak gibi olmuştur şu an. Tabi denebilir ki, o sana sağlık değil zaman satıyor; pahalı cihazlarının, cafcaflı binalarının ve ünvanlı doktorlarının pahalı zamanını satıyor. Hımmmm o kendi zamanını satarken iyileşemeden o kapıdan çıkıp giden hastanın (ve yakınlarının) zamanına ne oluyor peki?

Şu an Don Juan’ın bir sözü geldi aklıma, Castaneda bir büyücü/şifacı olmak için ondan yardım almak ders görmek istemektedir ama bir akademisyen olarak bunun adının konmasını da ister (kaba, cahil bi yerliden yardım almak,onun çırağı olmak içine sinmez) ve der ki:”bunun bir ismini koyalım, beni yetiştirmek için kaç lira alırsın?” Don Juan Matus ona şaşırarak bakar sonra basar malum kahkahasını ve der ki; “senin zamanına karşılık benim zamanım!” Ben buradaki adalet ve inceliği ve verilen dersi yeni anlıyorum.

Notların sonu: Mesele çok yönlü biliyorum, fakat büyük diye daha ne kadar görmezden gelinecek? Ne zaman bu işin bir ucundan tutulup daha verimli, insani bir sistem için adım atılacak. Yola çıkmadığınızda hedefe varmayı nasıl umut edebilirsiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir