Bulamadığınız tüm Kitaplar

Kitaplarımın ne kitapçılarda ne yayınevinde kalmadığına dair şikayetlerin bana sadece özel mesajlar ve mail yoluyla bildirilmesi, edinme yolu sorulması o kadar çoğaldı ki son zamanlarda, ben de içimden dedim ki yahu bu gizli özel bi şey mi, neden açıkça sorulmuyor neden açıkça fizik ve net alemine beyan edilmiyor? Sonuçta ben kitaplarımdan utanıyor değilim, açık açık yazılmasından ancak memnuniyet duyarım. Velakin onların artık hiç biyerde bulunamaması da hiç derdim değil. Bana ne, ben pehlivanları sahaya davet ettim, “saldım çayıra mevlam kayıra” diye duasını ettim. Artık güneş batana kadar yenişsinler, elimden başka bişey gelmez 🙂

as: Demek ki Türkiye’de internetten elektronik kitap satışında bir açık var 🙂 Peki niye yeniden basım olmuyor? Korsanlar da mı basmıyor? 🙂

sa: yaw ben kamuoyu genelinin talep ettiği bi sansasyona karıştım mı?

as: şart midur? 🙂

sa: evet şarttır. Serbest piyasa koşulları 🙂

(aslında ben bi çok sansasyona karıştım ama hiç biri kamuoyunun (genelin) talep ettikleri değildi)

db: Nasibi olan bulur 🙂

sa: En az anlaşılan (yine de tükenmesi tuhaf) kitabım Bir Kadını Öldürmek (kısaca BKÖ) sekiz sene sonra okuyucusuyla gerçekten buluşmaya başladı sanırım. Geçen hafta Ankaradan gelen bi okurum, kitabı ikinci kez okuduğunu her bi yerinin defalarca çizdiğini söylemişti, gözlerinde hayranlık ve sevgi vardı (üzerime alınmadım, çünkü o güzel gülüşlü hanım aslında varoluşu seviyordu, kendini seviyordu bunu anladım ve bu harika). Dün de bana şu maili göndermiş: “nasıl pırr pprr okuyorum yazılarını …anlatamam çok lezzetli olmuş yine.(Sitedeki yazılarımı kastediyor bu kez) sanki yazmayı becerebilsem aynı şeylere dokunur yazardım gibi geliyo nedense aşk gibi yazıyosun AŞKKKK :)) teşekkürler ellerine sağlık ,iyi hafta sonları”

ha: ben de senin kitaplarını almak istediğimde sıkıntı yaşamış ama ısrarla talebimi iletmiş ve takibini de yapmıştım.kitapevleri bu talepleri not alıyor ve istekleri kısa sürede temin ediyorlar.kitaplarını bulamayan arkadaşlara bu konuda ısrarcı olmalarını öneriyorum:)

sa: o durum sanırım dört sene öncesi için geçerliydi.

as: Elektronik formatta vardır ama sizde?

sa: En azından Venüs Bağlantısı internete bağışladığım için bulunabilir. Diğerleri bilgisayarımda mevcut evet 🙂

bt: yayınevini gözden geçirsen iyi olur diye düşünüyorum.

sa: kimin ihtiyacı varsa o düşünsün

as: ihtiyacı olan çaba göstersin diyorsunuz 🙂

sa: bak ne demişim yazımın sonuna: “Bana ne! ben pehlivanları sahaya davet ettim, “saldım çayıra mevlam kayıra” diye duasını ettim. Artık güneş batana kadar yenişsinler, elimden başka bişey gelmez” . Aslında elimden başka bişey gelmezi de şöyle tercüme edeyim:” daha fazla bişey yapasım yok” 🙂 Neden? Dünya bi mucize, sonsuzca bi mucize, burada olduğum sürece o kadar çok zevkli uğraş var ki, ihtiyacım olmayan bişeye vakit ayıramam; çünkü vakit ben–im. 🙂

as: yoksa yazar kaprisi mi? “bana ne, ben yazdım koydum, siz kovalayın” mı? 🙂 “biraz da siz çaba harcayın” mı? 🙂

sa: Ordan nasıl duyuluyo sesim ben bilmem 🙂 Bu işin sadece iki ucu yok, yani yazar ve okuyucu şeklinde konuyu aristo mantığı gibi ya o ya da şu durumuna indirgeyemeyiz. Arada bi çok başka unsur var, yayımevleri, dağıtıcılar, medya, eleştirmenler, para, genel hipnoza uygunluk, kamuoyu, vs vs.  Zaten konu bi tek benim kitaplarım olsaydı tamamen önemsiz olurdu. Bu bulamadığınız tüm kitaplarla ilgili bir konu 🙂

as: hep böyle genelleştirme eğiliminde misinizdir? 🙂

sa: Genelleştirmenin tam bir öküzlük olduğunu bilmeme karşın, bu işlemi yapmaksızın bilim yapmanın henüz yolu bulunamadı. Fakat en azından ben genelleştirmenin eksikliğini sık sık dile getiririm. Siz yeni katıldınız aileye belki görmediniz.

as: estağfurullah 🙂

sa: Zaten öküzlüğün sorumluluğunu tek başına üzerime alacağımı sanmamıştınız herhalde! Dünya hala öküzün iki boynuzu arasında duruyor. Ben de bizatihi buna dikkat çekmeye çalışanlardan biriyim.

as: genelleştirme, kavramsallaştırma için ilk adım tabii ki, ama her zaman problemlidir tabii, Aristo’dan ve hatta Plato’dan beri, masa ne zaman masa olmaktan çıkar? ne zaman masa olur? kaç ayaklı olunca masadır? ayaksız da olur mu?

sa: Doğrudur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir