Günaydınnn istanbulll

Günaydınnn frekanslarrrr, kimse inanmazz (beni önceden tanıyanlar, ben gibi örneğin!) uyanalı bi saati geçti. İkinci kahvemmi içiyorumm, çevremdeki araba selini seyrediyorum, bu yağmurlu pazartesi sabahında herkes işe yetişmeye çalışıyor. Gerçekten sıkı bi trafiik var, benden söylemesi (malum köprüden önce son çıkışım)… Hayat güzel, ilginç, her an daha ilginçleşiyor. Hepinize en saf ve çocukça sevgilerimi sunuyorum

Okul konuşmaları nasıldı diye soranlara… Süperdi. En azından benim açımdan öyleydi. O meraklı gözlerdeki bakışlara susamışım. Öyle ki ardından hemen yağmaya başladım!

Masallarımdan birini de onlara armağan ettim, görmek isterseniz:

http://www.50yilsuheylaartam.k12.tr/node/177

Bu arada benim gibi bi çılgını (elini kolunu ağzını, özellikle de hislerini) bağlamadan bu çocuklara hem de iki hafta üst üste ikişer saat yaklaştıran bi okul (öğretmen ve yöneticileri,binası, yeri her bişeyi ile) olması bana oldukça dikkat çekici geldi. Özel bişeyler oluyo galiba 🙂

**

Bi gün sürüden ayrılan bi koyun, kendi kendine konuşarak geziniyormuş

-Sürüden ayrılanı kurt kapar derlerdi aslı var mı acaba?

ordan geçen bi kaplumbağa sormuş: “peki sen hala koyun musun?”

Tam o sıra bi puma çığlığı duyulmuş.

Kaplumbağa demiş ki “ben tercüme edeyim, sen hemen sürüne dön! diyor”

**

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir