Kısaca, sonsuz ve çok olasılıklı kuantum dalga fonksiyonu görüldüğü (ya da kaydedildiği) anda tek ve sabit bir gerçeklik olarak çözünür. Biz baktığımızda dalga fonksiyonu neden çöker? (cevabı fizikçiler tarafından şimdilik bilinmiyor!)
- 15. Kuantum fiziğinde bir şeyin varlığının onun tüm çevresine bağlı olma durumuna “bağlamsallık” denir. “Durum içindeki hakikat!”
- 16. Gözlemci, gerçeği yaratmaz. Dalga fonksiyonu içinde zaten var olan bir olasılığa “somut bir şekil” verir. Görünür hale getirir.
- 17. Yeni fizikte ifade edilen temel gerçekliğin davranış biçimiyle ilgili bir şey, bizden neredeyse tüm bilinç sorunsalını gözden geçirmemizi talep eder. Ve bu yalnızca kendimizle ilgili değil evrendeki tüm şeyleri kapsamalıdır.
Çalışmanın Bütünü için Bakınız: https://sibelatasoy.com/?p=203
Kuantum Teorisi ile ilgili ne zaman bişey okuyacak olsam, Gurdjieff’in, Jung’un, Don Juan Matus’un, Maharaj’ın ve daha adını sayamadığım bi çok ustanın kuantumu gayet iyi bildiklerini düşünmeme sebep oluyor. Belki de sadece benim algıda seçiciliğimdir 🙂
Bağlamlsallıkla ilk karşılaştığımda, yıllar önce kaybettiğim çocuğunu bulan ana (niye baba değilki:) gibi hissettim kendimi…
Hislerimle, duygularımla, sezgilerimle herşeyin herşeyle ilgili,bağlantılı olduğu gerçeğini,içimde, yürekten yaşıyordum zaten…
Bağlamsallıkla karşılaşıca, vahdet-i vucut benim için, bir inançdan çok daha, elle tutulabilen bir bilgi haline dönüştü…
Bunun bir kuantum teorisi olduğunu, ayrıca isbatlanması gerektiğini filan , çoktan unuttum…
Bağlamsallık, yani vahdet-i vucut benim için ,herkesin , görmek cesareti olan herkesin, kolayca görüp , huzura ereceği,değirmen taşı kadar somut, ilmi bir hakikat… İnanmayanlar, içime baksınlar…
Çok mutluyum….
Bu tür “bağlanış”lar insanın bileşim noktasını kaydırıyor (DJ’ye göre), ben bu anlara “ayma” diyorum. Sizin mutluluğunuz bizim mutluluğumuz oldu.