Önceki bölüm için tıklayınız
Suçluluk duygusu ve kaygı, oyunun gizliliğini devam ettirir.
Bir zen deyişi şöyle söyler: Satoriye (aydınlanma) ulaştığın o an, yapabileceğin tek şey iyi bir kahkaha atmaktır. Uyanış konuşmasından tıklayınız.
Doğayı nasıl algılayacağımızı bilsek, Tanrıyla doğa arasındaki çatlak anında yok olacaktı. Çünkü diye devam eder Watts; Onları ayrı şeylermiş gibi gösteren tözlerindeki farktan değil, yalnızca kafamızdaki yarıktan kaynaklanıyor.
Dalınç(kuan)/meditasyon, “sürekli şimdi”de ne olup bitiyorsa hepsini yoğun bilinçle izleyebilmektir. Dalınç, bir amaçla/bir şeyler elde etmek için yapıldığı zaman meditasyon olmaktan çıkar.
Her şey basitçe gösteriyor ki; sonuç odaklı edimlerimiz,doğal olanla halihazırda olan büyülü dansımızı çökertici etkendir. Numerolojide bu durum 4 sayısının dersine denk düşmekte, bunu hatırlayıp gözlem yapmak konuyu daha iyi anlamayı sağlayabilir. (Benim notum)
Cinsellik, insan yaşamının ayrı bir bölüğü değildir. Cinsellik insan yaşamının gerekli kıldığı her türlü ilişki üzerine ışığını saçar. İnsanın doğayla olan ilişkilerinde özel bir tutum ya da düzeydir. Cinselliğin verdiği tat zaten yaşamın içinde var olup da genellikle bastırdığımız “yaşamın tadıyla” içtenlikli bir ilişki kurmaktan başka bir şey değildir. Bu tat, bizim genellikle gerçekleştiremediğimiz “dünyayla özdeşliğimizden kaynaklanmaktadır.
*
O sonsuz kaynak; hani olmadığınız rolünü oynadığınız, sıradan günlük bilinç denilen deneyimin içinde. Saklambaç oyunu :) Alan Watts!ın sesinden dinlemek için tıklayınız.
*
Evrenden farklı olduğun hipotezinde bulunduğun an, ondan üstün olmak istersin!
Ben ve diğerleri, ön ve arka gibidir. Bunu anlamadığın sürece sürekli rekabet etmen kaçınılmaz.
*Akıl sistemleştirilmiş kuşkudur. Karşıtı olan içgüdüsel inançla kucaklaşmadan pek uzaklara gidemez. Akıl bu yönüyle kendine de güvenemez. Bu sebeple; güvensizlik uygar insana özgü bir ruhsal bozukluktur. Der Watts
Örneğin Don Juan, Castaneda’nın sırtına şiddetli bir tokat atardı ve o aniden İkinci dikkate geçerdi! Aslında gerçek dikkate geçerdi demeli buna. Gurdjieff usta’nın okullarında “dur” diye tanımlanan bir uygulama sık sık yapılırdı. Bu komut geldiğinde herkes bedenen nasıl konumdaysa tam o şekilde kalmak zorundaydı. Yani tablo donardı yeni bir komuta kadar. (Çocukluğumuzda oynanan istop oyununu hatırlayanınız var mı?) Doğu misyonlarında da ustalar hep bu tarz bir kendine getirme yöntemi kullanmışlardı. Bunların hepsi öğrenciyi şaşırtmak için yapılıyordu; çünkü o şaşkınlık sizi anında ŞİMDİye getiriyor! Yani geçerli olan tek konuma! Tıklayınız
Bu evren; en aşağıdan en yukarıya birçok düzeyde, AŞK SÖZCÜĞÜNÜN TÜM anlam ve ayrıntılarını içine alacak genişlikte bir AŞK oyunundan başka bir şey değil.
Eğer bilinçli imanla aşk arasında bir fark varsa bu fark kıl payından daha büyük olmamalı. Alan Watts
Taoculuk Zen ve Batı Kültürü kitabından alıntılarımız bu cümle ile sona erdi. Aloha
Sibel Atasoy – Kasım 2017
Yorum Yapılmamış