Gizemini koruyan şeyler

İnsanın koku derinliği koku alma yeteneğinde değil de, kokunun bağlantılarında ortaya çıkar. Birincisi, koku duyumuz, diğer dört duyumuzun aksine, doğrudan beynimiz üzerinden gerçekleşir. Yani, koku organımız olan olfaktör sinirler beynimizin ön parçasının doğrudan uzantılarıdır. Bir başka deyişle, kokuyu beynimizi kokuya daldırarak ve değdirerek alırız. Burnumuzu bir kokuya uzattığımızda beynimizi yakınlaştırmış oluruz. İkincisi, koku duyumuz beynimizin duygusal durum merkezi, hafıza, tat alma ve nörolojik dengeden sorumlu bölümüyle ilişkilidir. Koku duyusu konuşma merkeziyle ya da beynin bilinçli kısmıyla çok az ilişkili olduğu için, kokuyu ölçmekte, tanımlamakta, anlatmakta, ayırmakta hayli zorlanırız. (Tıklayınız önemlii)

**

Gülmek bi ilaç evet, nefes gibi belki ondan bile öncelikli. Niye derseniz, güldüğünde vücudun özellikle göğüs bölgesine tazzikli nefes pompalanıyor, hüngürtülü ağlamalar da aynı işlevi (hatta fazlasıyla) yapar.
Galiba insanları ağlatmak güldürmekten kolaydır o sebeple bildiğimiz insanlık oyunu bunun örnekleri ile dolu.
Evet insanları güldürmek de mümkün, özellikle bu öyküdeki (Baubo-Tıklayınız) gibi bel altını gıdıklarsan. Eh hep demiyo muyuz, dünyadaki total nüfusun %70 inin sakral merkezi tanımlı diye! Hatırladınız mı şimdiiii? 🙂

**

Reddettiğin kendinden büyük bölümünü gördüğün bir aynadan (insan-olgu) nefret edersin. Kendinde olduğunu bilmediğin ancak olmasını arzu ettiğini gördüğün aynaya aşık olursun. Bunların hafifletilmiş halleriyle zaten çevrelisin, her yanında onlar var. Henüz hiç şüphelenmediğin yanlarını görebileceğin aynalarla karşılaşmadın! Kendi bütünlüğüne vardığında ise ya aynada kendinle karşılaşamazsın (vampirler gibi) ya da her aynada kendini bütünüyle görürsün ve bu normaldir, gözün kamaşmaz (kamil insan).Güneşe gözlüksüz ve zamansız bakabilen olursun.

**

Kıyametin nasıl bi şey olduğunu anlamaya başlıyorum galiba. ŞÜPHEyi içimizden kaldırıverdiğimizde olacak bişey bu! Bizleri birbirimizden çeşitli mesafelerce ayıran şey şüphe değil mi? kimisiyle bir mete kimisiyle 300000 kilometre ama neticede bi mesafe, bi aralık! Tut ki şüphe aldı başını gitti (belki başka bi gezegende uyanması gereken biri vardır!) birdenbire bizleri ayrı tutan lastik pat diye salıverildi ve olduk mu BİR? Heyy yavrum hey 🙂 Çok şiriniz çoookk

**

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir