YENİ’den Doğanlara -Kitap

İnsan evrelerini, yaşamlarından kesitler, fantastik ve bilimsel olgularla bütünleyerek sunan gerilim romanlarının yazarı Sibel Atasoy, bu kez Dünyanın 2000 yılından bu yana hızlanan bilinç yolculuğunda, algılarımıza şok geçişler yaptıran rastgele 12 istasyonun öyküsünü anlatıyor.

İnsanların aşkla, endişeyle, geçiş sancılarıyla, fantezileri ve belki bozamadıkları sözleşmelerle, öyle ya da böyle uğradıkları ara istasyonlarda, bilincin; her birimiz vasıtasıyla damıttığı öz’ün, bazen hüzünlü bazen eğlenceli ama çokça gerilimli hikâyesi, Yeni’den Doğanlara kitabında okuyucusuyla buluşuyor.

Nisan 2012

10 Yorumlar

  1. says:

    sadece kapak için yazıyorum, henüz okumadığım için
    çok davet edici, eline alıp bakma isteği uyandıran
    aydınlık ve merak ettirici bir kapak tasarımı..
    Bence bunu da renkler ve el yazısının karakteri sağlamış..
    Tabii bu benim kişisel yorumum, kim yaptıysa, tebrikler..

    1. says:

      Ben yaptım. Teşekkürler. Umarım okumak da zevk verir.

  2. ibrahim says:

    Kitap yazmanız sizi takip eden bizleri mutlu etti.

    … teşekkürler

    1. says:

      Teşekkürler, gerçi bu altıncı kitap oldu 🙂

  3. susen says:

    Kapakların tasarımı şahane olmuş.. Ne güzel ne zevkli bir ürün, ne mutlu sana ve bizlere Sibel..

  4. says:

    Teşekkürler Şuleciğim, umarım içerikten de zevk alırsınız. Hele bir okuyun da sizlerden ilk üçünüzü seçmenizi rica edeceğim. Sadece meraktan 🙂

  5. hulya says:

    Minik kitabımızı çok sevdim.facebookda da yazdım.
    bana Küçük Prensi okuduğum zaman gelen duygu geldi yine..O duygu neydi diyorum kendime.. çok önemli birşeylerin en sade en anlaşılabilir belki de “işte hepsi bu” dedirten bir biçimde ifade edilmesi.. Picassonun çocuk sadeliğinde yaptığı resimler vardır ya, aslında herşeyi anlatır orada,
    bakarsın ve baktığın anda anlarsın, çünkü sende de bilgisi vardır bunun ama içinde öyle karmaşık dururlar ki, birtürlü netleştiremezsin, sonra biri gelir, sana birkaç resim yapar önüne koyar,
    onlara bakarken birden ayma hali olur ve “işte bu” dersin, ben de “işte öyle birşey diyorum”ve
    sınırlar ötesi buluşmalar hissediyorum
    sevgilerimle

  6. says:

    Ne güzel ifade etmişsiniz duygularınızı Hülya Hnm. Ben de sınırlar ötesinde buluşabilmeyi yeni yepyeni sevinçli deneyimlere ulaşmayı diliyorum. sevgi-selam benden

  7. says:

    Oldukça içten bir yaban senfoni bu. Duymayanlar duyanlara anlatacak gibi görünüyor. Kendini gerçekleştiren insanlık yolunda yel de sabit fırtına da. Anlamda anı yaşatanlara yeniden doğmak da bir, binlerle ölmek de.

    Kutluyorum
    Ömer Serdar

  8. says:

    Kitabı okudum ben,, Bir çırpıda, dün öğlende elime ulaştı, gece yatmadan bitirdim.Sibel’i okumakta avantajlıyım ben,kitapta önceden bildiğim hikayede var , büyük ölçüde tüm hikayelerin altta yatan felsefesini de biliyorum.Bu aynı zamanda kitaba dışardan bakmamı zorlaştırıyor.Ama o kadar akıcı ve esprili ki bir solukta okudum , çok tanıdık olmasına rağmen..Sibel’i yeni tanıyan arkadaşlar, öncelikle Bir Kadını Öldürmek’i okumalılar bence..Onun Evren kuramı bu kitabın içinde ve felsefesini bildiğiniz bir yazarı daha iyi anlıyorsunuz ve seviyorsunuz..Herkese iyi okumalar..
    Kaynağı Sibel’in Duvarında
    Ekleyen: Rezzan Terzi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir