Yanlışta ısrar

İnsan ustalardan çok şey öğreniyor. Az önce benim çatı ustasına çay götürdüğümde ikimizin de tanıdığı tesisatçı H’den konu açıldı. Ben H’nin hem bana hem de müteahhit M’ye milyarlarca zarar verdiği halde sanki İstanbuldaki tek tesisatçı oymuş gibi hala onunla devam edildiğine çok şaştığımı söyledim. O. Usta fazla konuşkan biri değil, başını kaldırıp şu kısa cevabı verdi: Çünkü gel dediğinde geliyor git dediğinde gidiyor!

Ne kadar çarpıcı bir yanıt değil mi?

Tesisatçı H’yi görseniz sizde seversiniz, her zaman gülen saf yüzü ve alçak perdeden yumuşak konuşması ile ve gerçekten de gel dediğinde hemen koşup gelmesi ile tanınır. Her gelişinin başka bir yanlışa ve tomarla para/zamana mal oluyor olması sanki her daim unutulan bir şaka gibidir!

Gerçi ben unutmam. Uzun yıllar yöneticilik yaptığınızda yönetilmesi kolay insan değil, zeki, yaratıcı  ve hatalarından ders almasını bilen insanlarla çalışmanın uzun vadede herkese ve bütüne yararlı olduğunu daha ilk başta anlamış oluyorsunuz. O yıllardan kalan bir tespitim de birden hatırımda canlandı: “bana iyi insan lazım değil, ne atabilirsin ne satabilirsin” demişim.

Çukurova gurubunun sahibi ile altı yıl birlikte, içerden kapı geçişli yan yana odalarda çalıştım. Olgunlaşmış gerçek hayat tecrübelerini ilk elden gözlemlemek benim için bir şanstı. Yine o günlerden bir anım canlandı şimdi. Çok gençtim o sıralar (22 yaş olabilir), benim serviste çalışan veznedar işten ayrılmıştı ve ben de onun yerini alabilecek adaylar arasında bir seçim yapmış ve son onay için patrona sunarken, şöyle takdim etmiştim: “güvenilir biri” 🙂

Samsa Bey imzalamak için hazırladığı kalem tutan elini geri çekip yüzüme baktı ve dedi ki: “Ama bu bir özellik değil ki, zaten doğal olarak bulunması gereken bi şey”

Kulağıma küpe oldu. H’nin durumunda Mütehhaitimiz (o da iyi kalpli!) M. Beyin yetersizlik durumunu görmemek mümkün değil. Komuta edebileceği, sorun çıkarmayan elemanlarla çalışmak isteyen ve bu sebeple uğradığı tüm zararları sineye çeken (gelişmeyen-geliştiremeyen) kişilik yapısı.

Bu arada benim sokakta aynı sırada hem sağda hem de solda iki büyük inşaat başladı. Sabahlara kadar taş kırılıyor,  hem ses hem de açığa çıkan radon gazından sarhoş durumdayım. Hayırlısı olsun bakalım, bütün bu hareketin dikkate değer bir sonucu olacaktır, hep olmuştur.

4 Yorumlar

  1. says:

    “Ama bu bir özellik değil ki, zaten doğal olarak bulunması gereken bi şey”

    :)))

    aslında böyle olmayalar bu kadar çok paye verilmese…. diyesi geliyor insanın.. ama olmuyor işte:))

    Çok güzel anlatmışsın Sibel ablacım, bayıldım bir solukta okudum..

    Sokaktaki hareket ile ilgili olarak da, hemen kaç gel, ikinci adresine diyorum:)

  2. says:

    Sağol canım, gerçekten de insanda ikinci üçüncü adresler olması son derece rahatlatıcı bir durum 🙂

  3. Bilgehan Korkmaz says:

    Vakti zamanında üzerinde gerçekten uzunca düşündüğüm ender konulardan biri. Kısaca profesyonellik sanırım. Ne yazık ki bir yaştan sonra kolayca idrak edilebilen bir şey değil. Çok güzel aktarmışsınız.

    Saygıyla.

  4. Turan says:

    Yanlista israrini güler yüzle telafi etmek istiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir