İnsanın kimliği hem genetik hem de dünyasal çevresi tarafından oluşur.

İnsan hayatının bir noktasında dışardan tamamen farklıymış gibi görünen bir hayat çizgisine geçebilir. Bu asla rastlantısal değildir. Bir kader de değil (yani bilinen anlamıyla). İnsanı o farklı çizgiye yönlendiren gerçekleştirmek zorunda olduğu doğasının gerekliliğidir. Yani olgunlaşmış meyve yere düşer. Düşmemek elinde değildir ama bu kadere delalet ettiği için değil, kendisinin tüm hayatının etkileşimleri o noktaya doğru olgunlaştırmış olduğu için. 

Bu değişimde insanın özgür iradesi ile aldığı binlerce kararın ve yakın çevresinin kendileri için almış oldukları kararların yarattığı dalgalanmanın bu insana çarpmasının ve son olarak soy ağacını gütmekte olduğu o biricik gen bütünlüğünün “ortak sorumluluğu” bulunmaktadır. 

Bu ani geçişte kullanılan ARAÇlar tesadüfi imiş gibi dururlar ve bazen değişime sanki o rastlantılar sebep olmuş gibi görünebilirler. Oysa onlar yalnızca bir ARAÇtır. O olmasa başkası olurdu.

İnsan hayatının değişik evrelerinde değişik yoğunluklarda bulunur. Bir çok yeni şey geliyor, eskileri gidiyor zanneder, oysa gelip giden hiç bir şey yoktur. Bizim böyle zannetmemizin sebebi kendi algımızın üzerinde durduğu yoğunluk bareminin değişmesidir. 

 …

Kahve makinesi milyonda bir de olsa hata yapabiliyor ve sizin kahvenizi verirken bardak vermeyi unutuyor. Kahve makinesi de aynı DOĞA gibi davranıyor: çünkü onun uzantısı maddeden, onun uzantısı insanın yaratıcılığı ile yapılmıştır.

Doğa da “evrim” i bu tür kazalar neticesinde gerçekleştiriyor. Buradaki KAZA tabiri size irkiltici gelebilir; fakat döngüden çıkıp bir başka döngüye dahil olmanın doğal yolu yalnızca budur. Kaza olasılığı kumarbaz yanılması denilen hesaplama tekniği ile incelenebilir hatta tahmin bile edilebilir. Olasılık matematiği son derece ilgi çekici bir konu. Döngüden yani OYUNdan tamamiyle çıkmak apayrı bir konudur.

Her şey neden böyledir-Oyun Kuramı-2004 – çalışmanın bütünü için bakınız: https://sibelatasoy.com/?p=187

Sibel

View Comments

  • İnsanın Kimliği genetik ve dünyasal çevresiyle oluşur cümlenizde özettiğiniz 'kimlik' anababamızdan getirdiğimiz genlerde yazılı olan DNA şifremiz, büyüme ve olgunlaşma sürecinde yakın ve uzak çevreyle etkilişimden ortaya çıkan şey kişilik olmalı sanırım. Kimlik, biraz daha farklı birşey. Ego, yani benlik duygusunu da barındıran ve diğer kişilerden ayırdedilmemizi sağlayan özellikler bütünü. Araga bir rayiha farkı var gibme geliyor.

  • Benlik duygusunu ortaya çıkaran şey, bebeğin 0-6 yaş arası aldığı eğitim ve tabi genetik etkilerden oluşuyor bana kalırsa. Sizin aradaki rayiha farkını duymak isterim doğrusu, biraz açabilir misiniz, yoksa sadece bir his mi? (benim açımdan hangisi olsa da eşdeğer kıymetlidir)

  • Tabiî tarihi terk ederek değişik bir insicam olma yolunda geliştirmeniz lazım kendinizi bence..ayrıca yeniden,bence bu bir yanıt değil Sibel Hanım..
    "Benlik duygusunu ortaya çıkaran şey, bebeğin 0-6 yaş arası aldığı eğitim ve tabi genetik etkilerden oluşuyor bana kalırsa.."

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago