Bu ismi sevdim, ne güzel bir kurgu ismi olur, bi romanın, öykünün ya da filmin.Aynadaki pamuk prenses hüzünlü bir hikayedir. Şöyle ki:Kraliçe, o her şeyin hakimi olgunluğun doruğunda güzel kraliçe, aynaya bakar ve der ki “ayna ayna söyle bana kimdir en güzel?” Ve ayna ona kendisini gösterir çünkü aynanın aynaya bakandan başkasını gösterebilme yetisi yok!
Meğerse kendisi güzeller güzeli, saf genç bir prensesmiş. Buna sevinmesi gerekmez miydi? Oo ben benim süperim demeliydi fakat heyhat o bunu demedi. Vayyy bu da kim benden daha güzeli varmış dedi ve kıskançlık krizlerine yenildi.
Kraliçe aynanın sadece kendisini ve mutlaka kendisini-tersten- gösteren bir obje olduğunu nasıl unuttu?
Kendine dair başka bir görüntü-ya da kuruntuyu neden hafızasında tutmuştu da bu kez pamukluğunu tanıyamadı?!
İşte bu bütün insanlık dramı ya da heyecanı, ne derseniz deyin artık.
*
Örneğin ben her aynaya baktığımda ya da bi fotoğrafım çekildiğinde onu başka biri ama yine ben olarak görüyorum. Hiç biri birbirinin aynı olmuyor, bazıları biraz benziyor ama kesinlikle aynı değil. Bazen bi aynaya baktığımda küçük bir kız bazen genç bi kız bazen yaşlı bir adam görüyorum. Gerçek aynadan bahsediyorum, metafor olarak kullanmadım. Bu durum çerçevesinde metafora geçebilirim de
Bütün bunlara rağmen aklım hala başımda . Tabi ben öyle sanıyorum da olabilir.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…