Gerçekten tuhaf bi oyunun içindeyiz, umarım bu oyunu zevkli oynamayı beceririz.
Bu arada gerçekten inatçı bi karla karşı karşıyayız 🙂 şu anda biraz yükselmiş olan güneşin önüne beyaz bi tül geçirdi, onunla hala bakışıyoruz aynı anda her biri birbirini (manyetik olarak) iten kar tanelerinin tipiye yakın bi lapa lapa yağış sürdürdüğünü görebiliyoruz. Her ikisi de gözlerime bakarken yere kadar inen camın önüne bi güvercin geldi ve bi selam atıp gitti. Ben sizlere bunları fotoğrafını çekercesine paylaşmaya çalışırken güvercinin gözlerini kaçırdım 🙁
SiibelA: Ahhh zeynep işte bu! Şimdi gerçekten ANladın beni. Yani AN’ına konuk ettin. Şükürler olsun
ZeynepM: cam hakındada yazmak istiyorum.daha önce çalıştığım bir malzeme optik nedeniyle..cam canlı kendi tansiyonu var..silisyum kum yani kaya yani kadim bilgeliklerle dolu..en kırılmaz camların bile ölümsüzlük suyuna batırılırken topuğundan tutulu…p oraya su deymeyen çocuk gibi tek bir noktası var ki onu tuz buz ediyor..camlarımızı temiz tutalım,tansiyonuna dikkat edelim.vuruşun ne zaman aşilin topuğuna geleceği belli olmaz..her an hazır olalım..ölümle koyun koyuna.. :)) sibel ben bu hayatta sen oldum..sen bak ta ben oldun.. aramızda cam kalmadı… :)) aşk bu özleyiş bu hiç belli olmaz..
**
Tıpkı kuşlar gibi, trilyon kere trilyon-hesaba sığmayan kar tanecikleri de birbirleriyle hiç çarpışmadan yağmaya devam ediyor. Ancak Dünya’nın toprağına bastıklarında birbirlerinin üstüne yığılıyorlar ve kısa bi hayatları oluyor, güneş çıkıncaya kadar…
ZeynepM: üstelik hepsi senin daha önceki yazılarında da belirttiğin gibi özel ve biricik..hiç birinin rolü diğerininkinden daha önemli ya da önemsiz değil.rızayla rollerini en güzel şekilde dansla icra ediyorlar..insanın içinden kalkıp bu uyumla dans etmek geliyor..aşka davetiye her biri..gel bize katıl bize davetiyesi..sende kendi dansını uyumla yap davetiyesi.. biriz fark et davetiyesi.. :))
**
Bu arada az da gülelim (az önce mason simgeleriile ilgili bi laf edildiğinden aklıma geldi): Hayatımın tamamiyle farklı iki ayrı evresinde Masonlardan kendilerine katılmam için iki kez teklif aldım. Nazikçe reddettim. Bildiğimden değil hiç bişeye bağlı olmak istemeyen gözlemci durumumdan dolayı. Geçen yaz, (aslında bana 4 yıl önce hediye edilmiş fakat bir nedenle başlayıp devam edemediğim) Fraternis kitabını büyük bir zevkle ve merakla okudum. Belki de ismimden kaynaklanan buraların (anadolu ve civarı) koruyucusu hissi ile, Burak Eldem’in titizlikle observer kalmaya çalıştığı 2500 yıllık öykü bana hoş mu yoksa tanıdık mı geldi bilemiyorum. Fakat işte orada son aşamalarda sıra masonlara gelmişti. Ve bence Burak da o konuda henüz emin değildi; çünkü onbinlerce yıldır öylece birbirine karışan kar suları gibiyiz 🙂
**
Güle gülee güle güleeeee güle güleeeeeeeeee, sevgili kar frekansım her ne getirdiysen ve götürüyorsan eline sağlık, varol, nurol.
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…