“Ustamın bana verdiği iş ve nagual olarak benim görevim, yeni başlayan dönem için, yeryüzünün birleşim noktasının yerini değiştirmek.(Yeni Dünya)”
“Bu iş böyledir. Böyle bi şeye katılmak için deli olmak gerekir ve bunu yapmanın olanaklı olduğuna inanmak için daha da deli olmak gerekir.”
Ona böylesi bir meydan okumayı bir insanın nasıl düşünebildiğini sordum.
“Kendi hareketli birimine sahip olan öteki dünyaya-inorganik varlıklara- benzer biçimde yeryüzü de kendi hareketli birimine sahip ve bu biziz. Yeryüzünün çocuklarıyız. Kâfi sayıda savaşçının ( Kritik kütle) birleşim noktasının hareketi, çağın kipliğini (*) değiştirebilir, yani benim üstünde çalıştığım şey de bu.”
“Bu olağanüstü, çünkü bir kez sabitlenince, insanlık öteki dünyaya gitmenin bir fırsatını yakalayacak ve erkek-kadın insanların çoğu bilinçlenecek (yüzüncü maymun fenomeni). Geleceğin görücüleri için meydan okuma; çok doğal bir biçimde, herhangi bir anda dönebileceğimiz, yeni bir merkez, gezegenin düzenli bir konumu haline gelene, orada sabitlenene kadar, gerektiği kadar uzun bir zaman süresince bu odaklanmayı yerinde tutmak olacak.”
“Yeryüzü dikkatinin yeniden odaklanması, birçok nagual kuşağının müşterek bir eyleminin ürünüdür. Yeni görücüler onu bir olanak gibi tahayyül etmiş ve onun Kural’a ait olduğunu keşfetmişlerdi. Niyetleriyle onu kuluçkaya yatırdılar ve bu işe adanma zamanının şimdi olduğuna karar verdiler.”
Nagual ile karşılaşma-Armando Torres
Not: Parantez içlerindeki ifadeler bana ait.
(*)kip İng. mode
Birbirine karışmadan incelenebilen titreşim ya da devinim biçimlerinden her biri.
BSTS / Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü 1978
ET kip: sıkı; bitişik; dar; boşluksuz, kalıp gibi oturan. || kip dutmak: bitişik ve sımsıkı tutmak || kipleşdirmek: sıkıştırmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kiplik İng. modality
(Lat. modus = kip) : Varlığın ya da olayların varoluş biçimi, tarzı; bir şeyin nasıl var olduğu, nasıl olup bittiği,ya da nasıl düşünüldüğünün türlü biçimleri. // Kiplik kategorileri: Olanak, gerçeklik, zorunluluktur; buna karşılık olan yargılar da: belkili (problematik), yalın (assertorik), zorunlu (apodiktik) yargılardır.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
Değişim bizi bekliyor,hazır olduğumuzda ise çok hızlı olacak...Ve çok yakında bunu göreceğiz...
Sabırsızlanıyorum.