YENİ’ye Geçiş

Yaşam, ya kaçınılması gereken tuzaklar ve saldırganlarla dolu ya da her an kişiyi zenginleşiren eğlenceli bir deneyim alanıdır diye ortasından iki seçeneğe bölünmeyecek denli gizemlidir. İki seçenekli yaşamdan (Aristo alınmasın) bıkıldı artık… Aralarda sonsuz seçenekler olan geniş bir platforma geçiyoruz. Ve evet belki karnımız hafifçe buruluyor, kendimizi bilmediğimiz bir alanda hissediyoruz fakat işin aslı böyle değil, biz zaten sonsuz seçenekler içindeydik ve öyle de yaşattı bizi bu yaşam fakat biz ona değil zihnimizdeki ikili seçeneğe odaklıydık bikaç bin yıldır. Değişen yaşam değil zihinlerimiz. Bunu bilmek belki hepimize rahatlatıcı gelecektir 🙂

İki seçenekli (doğru-yanlış) ve iki üç tane de sırf şaşırtmaca olsun diye konulan doğru/yanlış ı buldurmayı kolaylaştıran saçma(!) seçenekler olmayınca, insanları nasıl ölçeceksiniz? Sınavları hangi ölçeğe oturtacaksınız? Bu büyük dünya nüfusu’nu yönetmeyi nasıl başaracaksınız?
Laf olsun diye değil gerçekten soruyorum 🙂

Benim şu anda ilk aklıma gelen şu oldu; çocukluktan başlayarak kes-k-inleştirilen beklentiler paketini önce açacağız ve sonra yakacağız! :))) Bu bir başlangıç olabilir pekala. Bunun büyük dünya nüfusuyla ne ilgisi olduğunu sorabilirsiniz belki. Gerçekten büyük ilişkisi var; bikaç ilkel kalemden ibaret -eski-beklenti seçeneklerini yaktığınızda, “az olduğundan yakınılan” fırsatların muthiş biçimde bollaştığını fark edeceksiniz.

Yıllardır paylaşım esaslı yeni dünya konsepti için ilk adımın beklentiler paketinde olduğunu her fırsatta yazmış olduğumu hatırladım. Beklenti paketi açılıp-yakılmadan kuracağınız hiçbir legal ya da illegal rejim fayda sağlamayacaktır, örnekleri hem kişisel hem de dünya çapındaki deneyimlerle dolup taşıyor. Beklenti paketi önemli çünkü Başarı/Başarısızlık tanımı bu paketin üzerine oturtulmuştu. Ve insanlar bebecik hallerinden itibaren aç kurtlar gibi BAŞARI’ya yönlendirilirler.

Şimdi sizden küçük bir deney yapmanızı isteyeceğim 🙂
Boş bir anınızda, önünüze küçük bir kağıt alın ve kişisel yaşamınızdan ne tür beklentileriniz olduğunu alt alta maddeler halinde yazın. Samimi olun çünkü bu kağıdı sizden başka kimse görmeyecek. Yazmayı tamamladınız mı? Bütün bu kalemler gerçekleştiğinde kendizi tatmin olmuş hissedecek misiniz? Öyle ki “artık ölsem gam yemem” der misiniz?

Tamam o halde, listeniz oluşmuş demektir. Bir süre kaygısızca listenize bakın, yukardan aşağıya, aşağıdan yukarıya onu boş bakışlarla süzün. Kağıt hala avcunuzdayken camdan dışarılara doğru bakın dalgın dalgın 🙂

Sıkılana, vücudunuz bir rahatsızlık hissedene kadar sürdürün bunu.
Bitti mi? O halde şimdi listenizdeki her bir maddenin ihtiyacını yaşamınızın hangi noktasında hissettiğinizi, hangi olayın buna sebep olduğunu hatırlamaya çalışın.

Deneyin bundan sonrasını bilahare konuşacağız.

4 Yorumlar

  1. Ay. says:

    Oy… Peki ya, kişisel yaşamımızdan, “kişisel yaşamımızdan beklenti sahibi” olmak dışında bir beklenti bulamıyorsak Sibelim mevcut konjonktürde?… Beklentiyle amaç, hedef,… karıştırıyor da olabilirim elbet…

  2. says:

    Yanlış anlamış olabilirim (öyleyse düzelt lütfen)galiba kendine baktığında bir beklentinin olmadığını sadece “bir beklenti sahibi olmanın”beklentisinde olduğunu mu söylüyorsun?

  3. Ay. says:

    aynen:)

    1. says:

      Bence şanslı bir konumdasın, belki anlam ihtiyacı seni boşluğa sürüklüyordur ama inan bana evren boşluk sevmez ve bir süre beklemede kalmayı başarırsan sanırım memnun ve keyifli olacağın durumlar oluşacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir