Yasalar ne içinmiş?!

Ayn Rand – Atlas Vazgeçti’den

Yine ikinci kitabın 136.cı sayfasında oldukça ilginç bir açıklama var. Devlet Bilim akademisinin başkanı Dr.Ferris, bir bilim adamı olmakla birlikte politikanın tam göbeğinde bir adam. Aşağıdaki konuşmayı idealist bir sanayici olan Rearden Metal sahibine karşı (ona yaptığı şantajı normal göstermek amacıyla) yapıyor:

“O yasalara sahiden uyulmasını mı istiyoruz sanıyordunuz?” diye devam etti Dr. Ferris. “Onların ihlal edilmesini biz istiyoruz. Doğru dürüst anlasanız yi olur,karşınızda bir gurup okul izcisi yok. O zaman çağımızın güzel jestler çağı olmadığını da anlarsınız. Biz güç peşindeyiz ve bu konuda ciddiyiz. Siz küçük kumarbazlardınız, ama biz gerçek oyunu biliyoruz, bunu anlasanız iyi olur. Masum insanları yönetebilecek güç yoktur. Herhangi bir hükümetin tek kozu, suçluların tepesine binmektir. E, ortada yeterli sayıda suçlu yoksa, o zaman onları yaratmak gerekir. O kadar çok şeyi suç olarak ilan edersiniz ki, insanların yasaları ihlal etmeden yaşamaları mümkün olmaz. Bir ülke dolusu yasaya uyan halkı kim ister? Bundan kimin ne çıkarı olabilir? Ama çıkardığınız yasalar, uyulamaz, uygulanamaz, nesnel olarak yorumlanamaz şeylerse, o zaman bir ülke dolusu yasa ihlalcisi yaratırsınız. Ondan sonra da suçluluktan para kazanmaya başlarsınız. Sistem bu, Bay Rearden.Oyun bu. Bunu bir kere anladınız mı, sizinle iş görmek çok daha kolaylaşmış olur.”

Her devirde hemen hepimizin bildiği şeyler olmasına rağmen, yukarıdaki söylevi ara ara kendimize hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

 

 

6 Yorumlar

  1. Turan says:

    Yasalarin insanlare üzerinden para kazanmak icin yapildigi bana pek inandirici gelmiyor. Devlet tarafindan yapilan yasalarla insan iliskileri belirleyen “görünmez” yasalar arasinda ortak pay vardir, hatta ikisinin de ayni nedenlerden dolayi oldugu kanisindayim. Her ikisi de insanlar arasi iliskileri düzenlemek icindir. Insanlar arasi iliskileri düzenlemek icin devlet hakem rolünü üstlenir (bu demokratik sistemlerde böyledir). Her sahsin hak arama yolunu acma bir mekanizma gelistirilmistir ki hakem önünde haklar talep edilebilsin.

    Yukardaki söylenen sistem dospotik sistemdir. Yasalarin tümü söylenilen sekilde yapilmaz….

    1. says:

      Görünen sebep tabi senin söylediğin gibi ve belki bu paralelde çıkan yasa da oluyordur arada 🙂 Bu yazıdaki gibi bir iddia (roman amerikada geçiyor) yutması kolay olmayan bir lokma doğrusu, buna katılırım. En iyisi hemen reddetmek çünkü insanın dengesini bozar.

  2. Turan says:

    Hersey surda da söyledigi gibi:

    “Biz güç peşindeyiz ve bu konuda ciddiyiz.”

    Güc ile baglantili görülüyorsa milleti ikiye ayirmak ve güclülerin gücsüzleri yönettigi kanisina varmak cok kolaydir. Yasam gercekten güc pesinde kosmakmidir?

    1. says:

      Bu, “efendi-köle” sistemini gerek eski gerekse modern anlamda özleyenlerin (metafizik literatürde buna negatif yol deniyor) disturudur. Tabi reklamları böyle değildir doğal olarak 🙂 Fakat aslında bu sistemi “bilinçli” kullanan sayısı hayret edilecek denli azdır dünyada, fakat hemen dünyanın tamamına yakın bir bölümü söz konusu sistemin “bilinçsiz” olarak neferi olmuş görünüyor. Medyaya, reklamlara, sanat ve sosyal konulara ve tabi politik alana bakın göreceğiniz her şey “gücü nasıl ele geçireceğiniz” ile ilgilidir. Güce takılmak son derece tehlikeli bi kavramdır Turan. Gücü istemek kadar hatta ondan daha tehlikelisi ona takıntılı biçimde karşı çıkmaktır. Zaten efendi-köle sistemi tüm gücünü takıntılı karşı çıkıcılardan alıyor. Dinler ise bu konun tam da göbeğinde yer almaktalar.
      Soruna cevap oldu mu bilmem ama yaşam, nerdeyse güç peşinde koşanlarla, güçten kaçanların bir toplamı gibi diyebiliriz. (nerdeyse kelimesi bilinçli kullanıldı)

  3. Turan says:

    “…yaşam, nerdeyse güç peşinde koşanlarla, güçten kaçanların bir toplamı gibi diyebiliriz.”

    Bu sözlerinde haklisin Sibel. Yanliz bilinmesi gereken sey, herkes güc pesinde kosuyor diye gücün tek bir kac kisinin elinde olmamasi. Kisa vadede etkileme olmuyor mu? Tabii ki oluyor ama bunlarin “mumu yatsiya kadar yaniyor” :-))))
    Gerorge Bush milleti kandirabilcegini zannetti ve su anda Amerika Bush’un yaptigi hatalari toparlamaya calisiyor. Tek basina güclü olmak yerine kooperasyon yöntemi su anda daha etkin yöntemlerden bir tanesi. Obama bile Avrupa ile yakinlasmanin güc gösterisinden daha yararli oldugunu anladi ve güc politikasini degistirdi.

    Güclü gücünü göstermez. Gösterdigi anda gcüsüzler tarafindan tahrik edilir.

    1. says:

      Bilirsin, doğuda bir yerde en büyük kılıç ustası yaşarmış, gerçi şimdiye kadar kılıcını kınından çıkardığı görülmemiş!
      Güç konuları gerçekten bizi aşar. Biz ancak anda gerekeni yapacak dirayeti toparlamaya uğraşabiliriz. 🙂

Sibel için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir