Tin’in Gösterisi

Cevapların çok zor ve karmaşık olduğuna dair bir ön yargımız var, yeterince yakından ve sade bakamadığımız için kandırılmaya ihtiyacımız oluyor. İlaveten, duygular; intikam, hırs, şehvet gözümüzü körleştiriveriyor!
Böylece TİN işi devralıyor.
Tin’in gösterisini defalarca seyrettim, doyumsuzdu. Önceleri bunun ne olduğunu bilmezdim hatta çok şaşırdığım ve utandığım durumlar da olmuştu. Sonraları bunun adını ve amacını öğrendim, rahatladım. Şimdi tıpkı rüyaların dili gibi tinin gösterisini de büyük bir hayranlık ve şaşkınlıkla izliyorum.

Büyücüler, soyutla, hakkında düşünmeden, görmeden, dokunmadan ya da varlığını hissetmeden tanışırlar.

İşte Büyücülük öykülerinin ilki; tinin belirmesi, niyetin inşa edip büyücünün önüne yerleştirdiği ve onu içine çağırdığı görkemli yapıdır.

İkincisi yani Tinin çarpması ise: içeri çağrılan-dahası zorla içeri alınan- yeni büyücünün gördüğü, aynı görkemli yapıdır!

Bu ikinci soyut öz, kendi içinde bi öyküdür. Öykü, tinin adama belirip, hiç bi yanıt alamamasından sonra, ona bi tuzak kurmasını anlatır. Bu son hiledir, ama adam özel bi adam olduğu için değil, tinin algılanamıyan olaylar zinciri tin kapıyı çaldığı an karşısına bu adamı çıkardığı için. (Tıklayınız)

  • Turan Erdal tinden biraz bahseder misin?
  • Sibel Atasoy

    Tinden bahsedebiliriz ama tanımlamak zor, bu kelimenin aslı örneğin CC literatüründe nasıl geçiyordu şu an hatırlayamıyorum. Clarissa Estes detinden bahseder, bence güney amerika ve yoğunluklu olarak kızılderililere has bi sözcüktür. Ona hemen ruh demek isteriz ancak bu söylenmek istenene tamkarşılık düşer mi şüpheliyim; çünkü ruhta ölüm sonrası ve dinsellik kokusu vardır oysa tin her an yerde bulunabilen bi şeydir. Tinde hem doğal hem de insansı olan bişeyler vardır. Ra bilgilerinden aşina olduğumuz beden&akıl&ruh birlikteliğine karşılık düşer mi diye soruyorum kendime ve içimde tam bi onay alamıyorum. Tin daha yabansı bi şey geliyor bana. Böylece tine dair bi açıklama getiremediğim halde onun gösterisini izleyebildiğim anlaşıldı :))))
    Turan Erdal Belki Almanca Geist kelimesini bilirsin, onunla eşdeğer galiba…

    Sibel Atasoy Geist, şu anla ilişkili bir kelimeydi sanırım, bu özelliği ile tin onu kapsar bi şey olabilir. Peki Tin nasıl gösteri yapar, buna kendisi mi karar verir? Kızılderililerin ulu ruh dedikleri şey midir? Tinin kendi tasarımı var mıdır? Tini kişisel olarak davet edebilenler var mıdır? Görüldüğü gibi oldukça bereketli bir konudurr 🙂

    Sibel Atasoy

    Don Juan “tinin belirişinden” şöyle bahsetmişti: Anlattığına göre; sıradan bir adam varmış, tin ona kendini belirtmek için adamın içinden konuşuyormuş fakat adam bu sesi duyacak halde değilmiş. Tin bağlantılarını hissettirmek için boşu boşuna didinip durmuş, fakat adam açıklananları anlama yetisinden yoksunmuş, iç sesini duyduğunda bunun kendi duygu ve düşünceleri olduğunu sanmış. Tin daldığı uykudan adamı uyandırmak için onu sarsıp, üç işaret vermiş; ard arda üç belirme! Adamın yoluna çıkıp duruyor, kendini ayan beyan ortaya koyuyormuş ama adamın taktığı yokmuş.
    Adamın anlamamaktaki inadı yüzünden, tin hile yapmak zorunda kalmış ve hile, bu sayede büyücülerin yönteminin özünü oluşturmuş.
    Turan Erdal Bu açıklama bana sanki Tanrıya yeni bir isim koymak gibi geldi. Tin neden bize bişeyler öğretmek istesin ki? Bu bende Tin’in de belli bir erki olduğu kanısı uyandırdı.

    Sibel Atasoy Bende de öyle bi his uyandırıyor. Tanrıya benzer belki ama Allah değil o kesin 🙂

    Turan Erdal O ne ise o olsun, ben yine de kendi iç sesimize kulak aşılması gerektiği düşüncesini sevdim.

    Sibel Atasoy Evet ve onu duyduğun ya da gösterisini izleyebildiğin takdirde, benzersiz bir oyunculuğu, zekası, acımasızlığı (her şeyin bir olduğu ve sonsuzluk bilgiisinden kaynaklanan), ve coşkusu olduğunu anlarsın. Onun bende ilk uyandırdığı kelime; cerbezedir.

    Turan Erdal BBoyle bir duyguya sahip olanın elinden herşey gelir mi diyorsun?

    Sibel Atasoy

    Hayır 🙂 Tin kontrol edilemez. Yani onu istediğin doğrultuda işletemezsin; ancak eğer yeterliliğin varsa (örneğin bi nagual gibi) tini davet edebilirsin. Yine de ancak onun gelebileceğini umarsın. Gelirse kendi gösterisini yapaar o, seni filan takmaz :))) Fakat izlemek zevkli olabilir hatta kendi adına bi şeyler öğrenebilirsin bile ancak yine deonu tıpkı Higgs Bosonu gibi alıp teknolojik bi şeye koşamazsın. Ya bu beni çok güldürüyor :))))))
    Turan Erdal Kontrol etmek değil de ben öğretici olabileceğini söylemek istemistim. Onu dinleyebilen ile dinleyemeyen arasında fark olmalıdır.

    Sibel Atasoy Evet bu olabilir 🙂 Aslında buralarda CC izdeşi çok yetkin arkadaşlarımız var, onlar bu konuyu daha iyi açıklayabilirlerdi belki ama herhalde rastlamadı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir