Zodyak içimizde mi?

Astrolog Öner Döşer, Zodyak içimizdedir diyor sayfasının başında. Buna katılan var mı aranızda?

Açıkçası ben kendi bedenim ve hayatımda birçok kez bu paralelliği görüp şaşırdım. Zaten küçükken de damarlarımda dolaşan kan ve içindeki alyuvarlar akyuvarlar bana nedense kozmozu anımsatırdı. Küçük bi çocukken bu bana çok normal geliyordu.
Bir çok insan -özellikle bu konuda fikir beyan eden erkekler- gökcisimlerinin kendilerini gerek kişisel özelliklerini gerekse zamanla gösterdikleri eğilimleri etkilediğini düşünmekten hoşlanmıyor, hatta yüzlerinde bi küçümseme ve tiksinti rüzgarı bile gördüğüm oluyor. Sizce bunun sebebi ne ola?
Eğer Zodyak içimizdeyse -ki buna katılıyorum- insanların büyük bölümü kendi içlerinden tiksiniyor olabilir mi?
Bu tılsımlı, mucizevi varoluşumuzda yalnız ve yalnızca iyiye odaklandırılmış insanların nevroz vakası olmalarında şaşılacak bi şey var mı?
Eğilimlerimizi keşfetmek için hangi aracı kullandığımız fark eder mi?

Ben AN’ın gücüne, sihrine, mucizesin güvenenlerdenim. Hiç bir an’ın tekrarı yok, her biri parmak izi gibi, DNA gibi biricik. İşte belki bu sebeplerle astrolojinin de doğan her bebeğin o biricik AN’ın ürünü olduğu temelinde yükselmesi normal geliyor bana.

Her AN’ın işlevleri var. Bir eğilimi ve yaptırımı var.

“Akışta olmak” kavramı AN’larda -onların işlevine/eğilimine uygun- sörf yapabilmektir desek yanılmış olmayız sanırım.

Kozmoz benim içimden akıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir