“Yeterince” sihirli bir kavramdır

“Yeterince” sihirli bir kavramdır, tarif etmek ve ölçmek mümkünatı da pek yoktur çünkü olay/kişi/ihtiyaç dairesinde her AN her kişi için özneldir. “Yeterince”  içsel bir sestir; insanın kendiyle devamlı, dolaysız, ve samimi bir iletişim halinde olmasını gerektirir. Bu sebeple iç ve dış konuşmaların asgariye indirilmesi için önerilen yöntemleri keskin bir niyetle ve disiplinle sürdürmek gerekir. Ben kişisel olarak bu yöntemleri yıllar süren Gurdjieff ve Toltek (CC) yolculuğu esnasında disipline ettim fakat dinler dahil her türlü farkındalığı artırmaya yönelik yolculukların kendi tarzlarında bunu sağlamaya çalışan yöntemleri vardır. Önemli olan yollar/yöntemler değil uygulamanın efektifliğidir. * Felsefe olmadan sadece suçlular diğer insanları yargılamaya cesaret eder. 

Aslında insanın bünyesi hatta bütünlüğü kendin için yeterinceyi fevkalade biliyor ve bu aşılacak olursa hemen uyarı sinyali gönderiyor. Örneğin ben günde 12 saat bilfiil çalışan biriyim, sürekli okuyor ve yazıyorum. Zevkle yaptığım için bi bıkkınlık yorgunluk fark edemiyorum ancak bünyem kapasitenin aşıldığı durumlarda hemen sinyal ediyor, eğer onu duymazdan gelirsem bu kez ağrıyla sancıyla uğraşmak durumunda kalıyorum. Oysa sinyalin geldiği ilk an mola versem her şey tıkırında olacak 

Sevdiğimiz şeyleri yaparken ifrata kaçma tehlikesiyle karşı karşıyayız, bütün konular için geçerli Yeterince” kelimesi üzerine kavramsal olarak biraz düşünün, ara ara aklınıza geldikçe düşünün. Asansörde, merdivende, köprülerde düşünün lütfen. Aynı anda aklınıza “sarkaç” da gelsin, onu da hissedin, kişisel tarihinizle birlikte hissedin sarkacı. Sonra yeterince’ye bağlanacak mı bir bakın.

Yeterince kadar önem verdiğim bir diğer kavram ise; öncelik sırası dır. On yıllardır bu mütevazı kelimeler hakkında defalarca konuşup yazdım.  Tekrar etmeyeceğim ancak düşünmemi sağlayacak sorularınız olursa minnettar olurum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir