Yeryüzü aşkı

“savaşçının aşkı dünyadır… iki savaşçının yeğlediği budur. bu toprağı, bu dünyayı. bi savaşçı için bundan büyük aşk olamaz…kişi ancak bu dünyayı tutkuyla severek arınır kederlerinden. bi savaşçı her zaman sevinçlidir, çünkü sevgisi değişmez; bunu iyi bilen aşkı, yeryüzü, ona akla hayale gelmez armağanlar sunar. Üzüntü, yalnızca varlıklarına barınak sağlayan şeyden nefret edenlere özgüdür…son zerresine dek canlı olan ve her türlü duyguyu anlayan bu sevgili varlık beni sağalttı, acılarımı dindirdi ve sonunda ona olan aşkımı anladığımda bana özgürlüğü öğretti…’on yaşımdayken giydiyim pijamayı anımsıyorum. yalnızca bi gün geçmiş gibi geliyor bana, nereye uçtu zaman?’ demişti o adam bana… o zehrin panzehiri burada işte. büyücülerin açıklaması ruhu tümüyle özgür kılmaz. yalnızca bu muhteşem varlığın sevgisi özgürlük getirebilir bi savaşçının ruhuna; özgürlükse sevinçtir, etkililiktir, çıkmazlar karşısında kendini bırakabilmektir. son derstir bu. hep en sona bırakılır, ölümü ve tek başınalığıyla nihai yalnızlığı içinde yüzleşen adamın son anına. çünkü yalnızca o an bi anlam taşır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir