“Sen okaliptüs ağaçlarını bilir misin? Uzun boylu ve güçlü ağaçlardır, çok su çektikleri için bataklık yerlere dikerler. Köylerde garip dost da derler hani. Yapraklarını elinle ovuşturursan güzel bir koku çıkar; adeta doğanın kokusu gibi, canlandırıcı, pişmemiş, ham bir koku. Bu ağaçların kabukları soyulur. Altlarından yeni deriler çıkar, hatta ilk soyulduğunda, insanın yeni çıkan derisi gibi, pembecik, azıcık kanlı görünür. İşte o kabuklar bana göre BİLGİ’dir. O ağacın kendi kanından canından üretip üzerinden attığı eski kabuğu! O kabuklar rüzgarın önünde oradan oraya uçuşurlar. Onları bulanlar, biriktirip yakarlar ve ısınmaya çalışırlar. Ama çok geçicidir onların verdiği ısı. Çünkü ölüdürler. Kendilerini üreten kaynaktan kopmuşlardır bir kere. Yani bilgi-kabuk geçicidir, senin beklediğin ısıyı sana hiç bi zaman veremezler ama yaptıkları şey aslında şudur; sana belki bir gün bir daha asla üşümeyeceğin kadar ısınabileceğin beklentisini verirler. Ve her defasında bu beklentiyi besleyip büyütürler. İşte sen ve senin gibiler o kabukların peşinde koşarsınız hep!” YENİ’den Doğanlara-Dağ Bağlantısı-Sibel Atasoy YENİ’den DOĞAnlar Kulubü bilginin doğası üzerine harika bir alıntı bu yazı:) Turan Erdal Bilgi bizi koruma amaclıdır zaten. YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Sürdürülebilir rüya istediğimiz için 🙂 Turan Erdal Ruyadan kacamak yapmak yok galiba… SibelAtasoy: Şu anda hayat dediğimiz şey; üzerinde mutabakata varılmış bir rüya olmasına karşın, uykuda bambaşka…