HEPTAPOTların lisanı ve AKAŞ

Akaşınız geçmişin lineer temsili değildir. Akaşik kayıt İnsanın aktiviteleri hakkında değildir. İnsanın enerjileri ve duyguları hakkındadır ve bir kitaptaki sayfalar gibi lineer tarzda hatırlanmaz. Bunun yerine, hepsi bir arada guruplanır.
Bu güçlü olan hatıralar sistemidir! Tek sayfası olan Akaşik bir kitabı açmayı hayal edebilir misiniz? Tek sayfa! Tek sayfa, yapmış olduğunuz her şeydir. Bu sadece tek sayfadır, çünkü o çok boyutludur. Tek sayfa lineer olmayan enerjinin binlerce cildidir. Hatıralar ortada uçuşmaya geliyor, tüm duvarlara ve tavana gidiyor ve herhangi bir düzende değiller. Düzende olmak zorunda değiller.
…Daha önce hiç döşenmemiş bir yolu döşeyeceksiniz. Önünüzde olan gerçek gelecek budur. Kryon
*
Siz de benim gibi Arrival ve Ted Chiang’ı hatırlayıp gülümsediniz mi? Ben zaten hiç aklımdan çıkaramıyorum da denebilir. Onun Sapir-Whorf hipotezi kısaca neyi anlatır bize? “1956 yılında Edward Sapir ve Benjamin Whorf tarafından ortaya konan bu yaklaşım “dilsel görecelik” ilkesini savunuyor. Yani insan düşüncelerinin dil ile ilişkili olduğunu bu sebeple farklı dilleri kullanan toplumların farklı düşünce yapılarına sahip olduklarını öne sürüyor. Dünyaya kelimelerin penceresinden baktığımızı ve her dilin farklı bir mantığı olduğunu ve her dili farklı bir algılama biçimi olarak ele alan bu hipotez, filmde kendine dünya dışı yaşam formlarıyla iletişim geliştirilmesi konusunda yer bulmakta”.

Her dil farklı dünya yaratmakla birlikte hepsi sonuçta Lineer bir yönteme sahip olduğundan Don Juan’ın da söylediği gibi dünya insanları olara aşağı yukarı aynı dünyayı görmeyi başarırız!
Nerden nereye mi geldim? işte epeydr saçmalamadığımı fark ettim de. Özetle Akaş, lisanımızın tersine Arrival’daki HEPTAPOTların lisanını anımsatıyor 🙂
“Sabırlı olun. Geleceğiniz size ulaşacak ve kim olduğunuza bakmaksızın sizi seven ve tanıyan bir köpek gibi ayaklarınızın dibine uzanacak.” Ted Chiang

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir