Eski enerjiler, sizi boşuyorum.

ADAMUS: … Hepinizi hayatta tutmak için. Gerçekten mi? Biri sana meleksi varlıklardan bu sözleri yolladı ve sen de onları mı tekrarlıyorsun?

EDITH: Sana söylemeyeceğim. Benimle alay edersin.

ADAMUS: Seninle asla alay etmeyeceğim – bugün. Edith ve diğerleri gerçekten mi? Gerçekten mi? Peki, sağlığı seçmeye ne oldu? Zihnin dışına çıkmaya ne dersin? Çünkü meleksi varlıklardan bir şeyler okumaya başladığın an – dünyada kaç kişinin hayatını kurtardıkları ve onu kaç kere okuman gerektiğini söyledikleri umurumda değil ki, bu zaten doğru değildir – gücünü böyle bir şeye teslim ettiğin an, bedenin tam da benim sana söylediğimi söyler: “Gerçekten mi? Pekâlâ. Ben geri çekileyim. Gerçekten mi? Kendimi iyileştirmek için her şeye, burada, içimde sahibim.” Bedenin şuan “Ben enerjileri getirmeyi biliyorum. Ben tekrar dengelenmeyi biliyorum. Artık biyolojime hizmet etmeyen enerjileri nasıl serbest bırakacağımı biliyorum. Ama gerçekten de meleklerin sözlerini okumak istiyorsan ki, bunları onlar söylememiştir, tamam, şansını dene. Şansını dene ama biz kendi kendimizi iyileştirmeyi durduracağız. Enerji getirmeyi durduracağız ve deneyimini yaşamana izin vereceğiz.” diyor.

EDITH: Hayır bunu yapmak istemiyorum. Hatırlatman için teşekkürler ve kesinlikle haklı olduğunu biliyorum.

ADAMUS: Tamamen değil.

EDITH: Ama onları da yapıyorum ve…

ADAMUS: Derin bir nefes alıp “Sevgili beden, bana hizmet etmeni emrediyorum” demeye ne dersin?

EDITH: Onu yaptım.

ADAMUS: “Sağlıkta. Yaşarken. Burada olan sevgili eski enerjiler – veçheler ya da her neyseler – sizi boşuyorum. Siz ben değilsiniz. Ben yeni bir yola girdim. Dün olan şeyler sizsiniz. Ben Ben olanım.”  Bu kadar basit.

Zihinsel sistemden, yaratıcı sezgisel sisteme geçiş yapmaya ne dersin? Başka türlü bir bilme hali, bilgi, erdem. Uzun süreli hafıza bir şeyleri bilgisayarda dosyalamak gibidir. Orada bir yerlerde depolanır. Kısa süreli olan, daha çok aldığın duyguyla ilgilidir. Buradan çıktığında, ne dediğimi hatırlama ama kendin için yarattığın şeyi hisset.  Ah, kocaman bir fark. Zihin işlevini değiştiriyor.

Neyin olacağını bilmemeniz bir kutsamadır. Bu yeniçağa girerken, tüm bu titreşimin her şeyi sarsıp atacağını hissediyor olsanız bile, hala tutunmaya çalışıyorsunuz.

Kendinize bir hediye verin ve serbest bırakın. Neyi serbest bırakacaksınız? Öncelikle, zihni serbest bırakacaksınız ki, şuan buna başlıyorsunuz, artık düşünmeniz gerekmiyor. Ve gene bu internette çarpıtılacak ki, bu iyi bir şey. Birazcık çelişki iyi ve mutlu bir Yükselmiş Üstat yaratır. (Bazıları kıkırdar) Evet. Buddha hakkında söyledikleri o berbat şeyleri düşünebiliyor musunuz?! “Ailesini terk etti!” Evet, yaptı – karısını ve çocuklarını. “Aile işini bıraktı. O işi kurmak için, nesiller boyu çalışmışlardı. O şişko çocuk ne olduğunu sanıyordu öyle?!” (Kahkahalar) Onun hakkında çok kötü şeyler söylediler. Şimdiyse onun için çok iyi şeyler söylüyorlar. O artık tartışılmıyor ama ben öyle değilim.

Bu nedenle, bu serbest bırakmak için mükemmel bir zaman. Yükselebilesiniz diye, serbest bırakmanın tam zamanı. Önceleri biraz korkutucu çünkü yükseklerde süzülmenin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Kanatlarınızın olup olmadığını bilmiyorsunuz. Yeterince güçlü müsünüz? Nereye gidiyorsunuz? Rüzgâr sizi taşıyacak mı? Derin bir nefes alın. “Umurumda değil” deyin. Gerçekten. Gerçekten.

Bunu size garanti edebilirim. Bunu garanti edeceğim. Serbest bırakın ve kendiniz hakkında muazzam şeyler keşfedeceksiniz. Evrenin sırlarını keşfedeceksiniz. Ben, “Ben Benim” dediğimde neyi kastettiğimi anlayacaksınız. Bunu yazılı olarak garanti edeceğim. Güzel.

*

Eski enerjiler, sizi boşuyoruuuummmmmm!
Hoşçakalın günü geldi, biraz hüzünlü olabiliyor ama yine de muhteşem bir huzur. Bilinmeyeni beklerken bu derece huzur ve güven içinde olacağımızı kim öngörebilirdi? Ama oldu. Bunu , beni, bizi kutluyorum. sa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir