Cinsellik, bilinmeyene ulaşma arzusu mu?

Ve aynı zamanda beklenmeyene aniden ulaşmanın da bir yoludur belki!

Cinsellik, farklı olanı imal etme makinası olarak da düşünülebilir.

Tekvin, “bir tek olanı bölerek, erkeği kadınla sakatlayarak, onları çoğaltmak için başlangıçtaki varlığı yeniden oluşturmaya zorlar” der! Neden?

Neden erkek ve kadın, cinsellik aracılığı ile, bıkıp usanmadan TEK varlığı oluşturmyaa çalışırlar?

Ötekinin sonsuza kadar kovalanışı, türün her kez yeniden birleşmeye yazgılı olduğu o çevrimler dizisi böylece doğrulanmış oluyor.

Size anne ve babanızın genlerinden hangi genetik piyango çıktı?!

Geleceğinizin tasarımları DNAnızda yazıyor mu?!

Bizim bütün insanlık tarihimiz öğretmeye odaklı olmuştur. Fakat modern biyolojiye göre, çevreden gelen talimatları doğrudan doğruya, yani doğal ayıklanmanın dönemeçlerinden geçmeksizin, DNA’nın içine kaydetmeye imkan verecek her hangi bir moleküler mekanizma yoktur. Yani doğa dediğimiz bileşim doğal seleksiyon ile bizi bir asansörde ilerletmektedir.

Bizler ise her şeyi kendimiz biliyoruz,yapıyoruz yanılgısıyla acı ve arzu treninde debeleniyoruz. Oysa kompartımana kurulup, camıyı yarıya kadar açıp, o güzel ritmik ray seslerini dinlerken, mis kokuları koklasak, geçtiğimiz yerleri zevkle seyretsek nasıl olur diyorum ben?

Erkeği kadınla sakatlayarak, zamanı ve dolayısı ile “gelecek” yanılgısını, yani OYUNu olasılıklı kılıyor.

Oyun kötü mü? Hayır… Özellikle oynadığını biliyorsan eğlenceli bile olabilir. Fakat BKÖ’de söylediğim gibi bal yiyen baldan usanır mı?!

Sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda?

-2005 yılı günlükten-

Anasının Karnından Dizisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir