Ben…

Duyguların galerisi

O loş derin mağara

Belirsiz bir uğultu gibi

Derinlerden

Yalnızlık.

Vahşi duvarlarında

Şakırdıyor tülden etekleri

İnce keskin bir

Merhamet

Damlıyor kanamış yanağından.

Kekremsi tadı dilimin

Ucunda

Yalnızlık

Sonra birden siyah

Dumanlar sisler şeklinde

Dağılıyorlar üstlerine

Duvarların tepelerine.

Korkutmayan, hüzünlü

Uğultu, kulaklarımdan taşan

Ve iyice diplerinde

Mağaranın.

Yalnızlık galerisi.

Çelik gibi soğuk

İnce ince inceltilmiş

İç içe karışıyoruz

Uğultu, ilkel duvarlar

Esen yalnızlık

Ve ben.

Portakal rengi

Bir güneş düştü ortaya

Aniden

Duvarlar parladı

Sıcaklık dölledi boşluğu

Kucaklaştık:

çıngıraklı kahkahası uğultunun

minik ışık paketleri

patlıyor

ışığa dönüşmüş eski duvarlarda

Sonra yaldızlı beyaz küre

Sabun köpüğünün  saydam

Yumuşak baloncuğu

Ağırlıksız uçuşuyor

Aramızda.

Minik kahkahalar atıyoruz

Onu seyrederken sevinç

Patlamaları, mucize!

Bu mucize.

Üzerimizde beyaz

Masum keten elbiseler

Kuşaklarımız arkamızda

Uçuşuyor.

Kaynayan yıldızlar

Fışkırıyor etimizden

Derimiz tarifsizce ışıldıyor

O dalgalar gökkuşağı her biri

Hem yakında hem uzakta

Sayılara sığmayacak kadar

Raksediyorlar başımızda

Zerrelerimiz karışmış

Bir girdap gibi

Dönüyoruz.

Sevinç maytapları

Kaplamış her yeri

Göğü boyamış, sulara saçılmış

Burun deliklerimizden

İçeri doluşuyorlar yutuyoruz

Yutuyoruz onları.

Sütten daha duru demetler

İçimizde dışımızda

İpek kordonlarla sarmışlar

Arşa saçılmış mutluluğum

Ben.

sa

28.01.04

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir