Bayram hediyesi bir rüya ve Makrome

Bir süredir uzun ve detaylı bir rüya hatırlamıyordum ki bu gece bir tanesini hatırlayıverdim. Rüyaların içeriğinde herhangi bir duygu var ise bunun şiddeti oranında rüyayı ve detayları hatırlayabilme potansiyeli oluyor.
Rüyamda diktörtgen şeklinde oldukça büyük bir alan, depo ya da iş yeri gibi bir yer ama daha önce hiç bir yerde böyle bir YERe rastlamadım. Burası bana ait bir yermiş. İçerde müthiş büyük karmaşık bir -bilgisayar olduğunu sandığım- siyah alet var. Böyle tuhaf bir alet daha önce görmedim fakat rüyada garipsemiyorum tabi -rüyalarımdaki hiç bi şeyi garipsemiyorum, her şey sıradan geliyor bana- Anladığım kadarıyla bakımı biraz ihmal edilmiş, bunu işin uzmanı birilerine gösteriyorum fakat daha onlardan cevap gelmeden, aletin garip gözlerinden birine bazı küçük aletler yerleştiriyorum. Sonra uzman raporları geliyor, sayfa sayfa bir çok şey, bunların gerekleri yapılıyor ya da yapılacak gibi görünüyor, problem gibi görülen şey sanki aşırı doluluk!
Deponun tabanı yine hayatımda hiç görmediğim bir şeyle kaplı, hani çok sanatsal yer karoları gibi kare yapılardan oluşmuş gibi fakat bunlar canlı! Onları çim gibi filan düşünebiliriz. Her an görüntüleri ve bileşimleri değişiyor. Bu alanı ziyaret eden iki arkadaşımı görüyorum, kısaca konuşuyorum fakat bu arkadaşlardan birinin oğlu ile özel olarak ilgileniyorum. Çocuk çok zeki ve anlaşılmaz olduğu için doktora götürülüyormuş. Bu benim için sorun teşkil etmiyor anladığım kadarıyla, onunla kendi dengim gibi ilişki kurmaktayım bu dev depoda. Konuşmalarımızın detayı maalesef gitmiş-unutulmuş- oysa çok ilginçtiler. İlginç şeylerden biri de bu deponun tabanından başka sınırı yok! duvarları tavanı filan yok.
Başka bir şey hatırlarsam gün içinde yazarım. Hayrolsun diyeyim şimdiden.
*
makrome-ip-nedir

Savurganlık her yerde var 🙂
İnsan dediğin kendini makromelerle donatan, sonra karşısına geçip keyifle eserini seyreden bir varlık. Çoğu zaman bu düğümler çok da acı çektirir eğer dönüşmek ve değişmek dileğindeysen. Çünkü o zaman atmış olduğun milyarlarca makrome düğümünü (inançlar ve kabuller) tek tek çözmen gerekir! Aman canım kim uğraşacak şimdi düğüm çözmekle atalım ateşe yansın kül olsun (ölüm) deyiverir.
Belki bu sebeple düğümleri ilerde bir gün çözüleceğini bilerek atmak lazım ama o zaman da benim ayakkabı bağları gibi üç adımda bir çözülüverirler! Yani ayar tutturmak bu işin püf noktası sanırım :)))
Günaydınnnn sevgili frekanslar
not: Bilgisayar programı yazmakta tıpkı böyledir biliyor musun, sabırla yazarsın yazarsın sonra sorunsuz işliyor mu acaba diye tüm o dibi görünmez satırları tek tıkla işleme sokarsın, eğer sorun/düğüm yoksa lavabodan dönerek akıp giden su gibi boşalıverir. Nasıl sevinçli bi andır o! 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir