Başarı-sızlık Endişesi

Üstat şöyle karşılık verdi:

“Gerilmiş yay kirişini, tıpkı bir süt çocuğunun kendine uzatılan parmağı tuttuğu gibi tutmalısınız. Çocuk uzatılan parmağı o kadar sıkı yakalar ki, minnacık yumruğunun bu gücü, insanı daima şaşırtır ve çocuk parmağı bırakırsa en hafif bir sarsıntı ortaya çıkmaz. Bunun nedenini biliyor musunuz? Çünki çocuk düşünmez, yani şöyle bir şey aklından geçmez: ‘Ben şimdi oradaki bir başka nesneyi yakalamak için bu parmağı bırakıyorum.’ Tamamen etraflıca düşünmeden ve daha doğrusu bir amaç gütmeden bir nesneden öbürüne döner ve onun nesnelerle oynadığı söylenebilir. Bunun tersi, yani nesnelerin onunla oynadığı da doğrudur denebilir.”

“Ama ben tamamen farklı bir durumda bulunmuyor muyum? Eğer yayı gerersem, şunu duyacağım an geliyor: Atış derhal düşmezse gerilime artık dayanamayacağım. Ve şimdi ben farkında olmadan ne olup bitiyor? Sadece şu biricik şey: Soluk alamaz oluyorum. Buna göre sonuç nasıl olursa olsun, atışı başlatmalıyım diyorum; çünki atışın düşmesini daha çok bekleyemeyeceğim.”
Üstat, “Çok iyi açıkladınız.” diye karşılık verdi. “Zorluğun sizin için nereden geldiğini iyi belirttiniz. Acaba atışın düşmesini neden bekleyemediğinizi ve atış olmadan önce soluk almanızın neden zorlaştığını biliyor musunuz? Doğru, kusursuz atış tam anında başlatılmıyor da ondan, çünki siz kendinizden kurtulmuyorsunuz. Bunu başarmaya kendinizi vermiyorsunuz, tersine, başarısızlığınızı bekliyorsunuz. Durum böyle olduğu sürece, size bağlı olmayan bir olayı kendi kendinize meydana getirmekten başka bir alternatifiniz kalmıyor ve siz böyle bir olayı sağladığınız sûrece, eliniz doğru bir tarzda açılmıyor -bir çocuğun eli gibi açılmıyor- bir olgun meyvenin kabuğu gibi yarılmıyor.”

Yay ile Ok Atış Sanatında ZEN

2 Yorumlar

  1. m zemin ASLAN says:

    TÜRKİYE SİZ VE SİZİN GİBİ İNSANLARA İHTİYACI VAR SİBEL ABLA 😀

    1. says:

      Teşekkürler 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir