Bir trafik kazası olmuştu ve kız kardeşimle ben bir blok ötedeye koşarak varmıştık. Kız kardeşim ellerini yerde yatan adamın kulagına dayamıştı. Her ne kadar neler dedigini duyamasam da, o kanlar içindeki kafanın sahibiyle konuşuyor olmalıydı . Çünkü onun dediklerine karşı cevap verirken adamın kullandıgı ses tonu görüntüsüyle pek uyuşmuyordu: ” Seni duyuyorum, seni duyuyorum, ” diyordu. “Konuşmaya devam et. Aynen böyle, evet devam et. Kendimden geçmek istemiyorum. Sakın susma, konuşmaya devam et, tamam mı?” Siren sesini duydugumuz sırada adamcagız hala mırıldanıyordu. “Durma lütfen, konuşmaya devam et. ” Olay yerine önce bir polis geldi ve ardından bir ambulans, adam götürüldükten sonra arabamıza dogru yola koyulduk “Orada ne yapıyordun?” diye sordum. ” Ona neler söylüyordun?” ” Sadece oraya dogru koştum, agzımı kulagına, zihnimi zihnine dayadım ve onun olan bitene odaklanmasmı sağladım. Ona kazanın sona erdiğini söyledim. Hepimiz böylesine bir travma sırasında olay anına takılı kalırız. Bu çok doğaldır, ama iyileşmeyi geciktirir. Bu yüzden ona, ‘Yaralanma sürecin sona erdi artık. Bunu sakın aklından çıkarma. Kaza oldu ve bitti , bu süre içinde mümkün olduğu kadar yaralandın. Artık iyileşme sürecin başlıyor. Bundan sonra yaralanma gibi bir durumun söz konusun bile olamaz, artık oluşan yaralarının onarılmasının zamanı. Daha zarar gördüğümüz anda iyileşme süreci de başlar….
Önceki 3.bölüm için tıklayınız Ölüm, bilinenden bilinmeyene AYRI olma algısından BİRLİK olasılığına geçiş yaptıgımız bir başlangıç inisiyasyonudur. Tüm ölümler, hayatın bize getirdiği armaganlardan vazgeçmemizi gerekturir. Parçalanma, şamanların inisiyasyon niteligindeki klasik deneyimidir. Anadolu mistizminde ÖLMEDEN ÖLMEK, Toltek bilgeliğinde geçmisın silinmesiyle bilinen dunyanin çökmesi, insan kalıbını yitirmek olarak ifade edilmiştir. Türk şamanlığındaki parçalanma ve şamanın yanlızlaşması konusu için tıklayınız Hawaili Kahuna Hale Makua’nın gözlemlerine göre; savaşçılığın pozitif kutupluluğu ikna, nagatif kutupluluğu ise zor kullanmaktır. Nagatif, kötü anlamında değildir, o da hayat derslerini öğrenmemizi sağlar fakat sıklıkla ZOR yolundan gidenlerin zarafet ve güzelliği kaybettikleri görülmektedir. Urban shaman konseptinde güzelce açıklanmıştır bu konu, tıklayınız Bizler çocuklarımızın hayata karşı tutku duymalarını istiyoruz. Onlara maddesel dünyada satın alabileceklerini aşan içsel zenginliği nasıl bulacaklarını öğretmek istiyoruz. Çocuklarımıza DOĞAnın güzelliğini ve bize hayat veren toprağı,havayı,suyu,güneşi ve ağacı nasıl onurlandıracaklarını öğretmek istiyoruz. Anneler başta olmak üzere bu küçük filizleri geleceği kurmak için duyarlı, barışçıl bireyler haline getirmenin sevinçli yollarını bulmak ve uygulamak hepimizin üzerine düşen mutlu bir sorumluluktur. İnsanlığın eski negatif kitle rüyasından uyanma olanağının, şimdi ve ilk kez mümkün olduğu pek çok yerli şamanın görüşüdür.
Önceki paylaşım, 2.blm için tıklayınız Şamanik sanatın müzikle birlikte iş gördüğü ve iyileşme için kullanıldığı tüm coğrafyalarda görülmüştür. Kumaşların (halı-kilim vs) dokunuşunda kullanılan renkli desenler aslında kumaşa işlenen İKAROlardır. İkaro, hemen tüm şamanik oluşumlarda “iyileştirici şarkı” olarak işlev gören bir kelime. Şamanlar, tıpkı müzisyenin notaları okuması gibi parmaklarını bu desenler üzerinde gezdirerek onları son derece güzel melodik bir sesle müzik formunda söyleyebilirler. Bu işlem yaptıkları şifa seansının önemli bir kısmıdır. İkarolar, bir kazağa ya da atkıya, hatta bir yemeğe bile işlenebilir! Bunu biliyor muydunuz? Bir İKARo örneği seçtim burada size: ikaro healing songs Kuna şamanları, hastalarin ruhunun kayıp parçalarınin bedene geri dönüşünü sağlamak için UCHO dedikleti bebeklerden yaparlardı. İkarolar gibi, ucholar gibi cesitli yontemlerle şifalanmak icin bizler de şamanik sanat çalışmaları yapabiliriz. Resim, çizim, oymacılık, iğ ile iplik eğirmek, seramik ya da taşlarla sanat aracılığı ile gizemle bağlantı kurabiliriz. Tüm bu uğraşları yaparken sevgi, barış, güzellik gibi sözcükleri söylemek duşünmek guzel parmaklarimızdan bu enerjilerin yaratılmasina katkida bulundugumuz objeye enerji olarak akar ve oraya yerleşir. Bu tamamiyle meditatif bir hal yaratır. Navajo yerlililerinin GÜZELLİKLER İÇİNDE YÜRÜ diye bir deyişi vardır. Tabi abrah kadabra sözünü de anımsatir bu yani KONUŞTUĞUM ŞEKİLDE YARATIRIM . Dağların zirvesindeki dumanın dağıldığı gibi Ruhumdaki her bir karanlık sis…