Chilam Balam’lar mucize yaratıcılardır. Toplumun en yüksek mevkisine ulaşmış bu şamanlara, gökyüzünden kozmik bilgileri alan ve nakleden oldukları için MAYA halkı büyük saygı gösterirdi. Kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan tarihsel olaylar ve tüm kahin rahiplerin öngörüleri bir Chilam Balam tarafından kaydedilmişse, gerçekliği ve içeriğinin sorgulanması düşünülemezdi. Bu nedenle onlardan kalan 8 adet kitaptan günümüze ulaşan Chumayel Kitabı (şu an Philedelphia Üniversitesi müzesindedir) içeriği açıdan çok sayıda yorum almıştır. XV. Bölüm bütünüyle çok ilginç kehanetler barındırıyor. Kehanetlerden bir kaç alıntı: …Deccal tamahtır. Azla yetinmeyenler deccaldir. Tanrı’ya inandıklarını söyleyenler yağmacı çıkacak, en inandığını söyleyenler başkalarına ait her yeri talan edecek. Açgözlülük ve başkalarının kanını dökmek doğru sanılacak. Alçak gönüllülük gücü zaat sanılacak. Okyanuslarda savaş çıkacak ve çok sayıda gemi batacak… Kimse Maya rahiplerinin söylediklerini duymaz olacak… …Acılar hep kuzeyden hep batıdan gelecek… Her şeyi çekiştirerek koparanların, herşeye zarar verip çiçekleri yolanların kralları sahtedir. Onlar tahtlarda oturan zalim, zorbalardır. Onlar dünyayı zedeleyen , bereleyen, çürüten gaddarlardır… … Sonra Yüce Tanrı’nın sözü duyulacak. Dünya ana, dünyayı sularla yıkayıp temizleyecek, havasını kasırgalarla yeniden saflaştıracak… Suulardan yeni insan doğacak. Eski Ruhları taşıyan insanlar yeniden doğacak, kutsal esanslarla yıkanacak. Meleklerin tatlı müzikleri o kulakları çınlatacak. Tanrı’yı dinleyenler sağgörülü ve basiretli olanlar, beni dinleyin; bunlar Tanrı’nın sözleri Kaynak
Küçük bir kızken ve büyürken, kadınların nasıl olup da bu kadar acımasız olabildiklerine şaşırıyordum. Özgürlüklerini tamamen kaybetmiş erkeklerin yürek paralayıcı durumlarına üzülüyordum. Fakat yine de yerine oturmayan bi şey vardı, kadınlar neden bu kadar kötüydü(!), yani durup dururken?! Sonradan bunun bir ödeşme olduğunun farkına vardım. Her şey yerli yerine oturdu 🙂 “uslandırılmış” kadınlar kaybettiklerinin acısını misliyle çıkarıyorlardı, tabi bilinçli değiller muhtemelen, ama psişeleri her şeyin farkında. Böylece köleleştirilen kadınlar efendilerini köleleştirdiler. Ne büyük bir öç alış! ** Eğer ihtiyacınız olmayanları istemezseniz ihtiyacınız olan şeyler size gelecektir. Ama pek az kimse bu tamamen tutkusuzluk haline erişebilir. O çok üstün bir durumdur. Özgürlüğün hemen eşiğidir. (Maharaj) Neden ihtiyacımdan fazlasını istiyorum? diye soruyoruz. Açgözlülük, hepimizin ve son bin çağların en büyük handikabı! Birazcık geri çekildiğinizde onu her yerde iş başında görebiliyorsunuz. Ama yerinize geçince yine de kendinizi onun parıltısından alamıyorsunuz. Dün genç bi arkadaşımla konuştuktu buna benzer bişeyi; içimiizde bi boşluk var ve onu neyle dolduracağımızı bilemiyoruz. Çoğumuz parayla doldurulacağını çünkü paranın herşeye dönüşebileceğini düşünüyor, kimi cinsellikle, kimi dinle ve türevleri, kimi çocuğu ile (en korkuncu da bu sanırım) doldurmaya çalışıyor! Velakin dibi delik bi şey neyle doldurulabilir ki! :(( ** Peki çözüm ne? varsa eğer ve rahatsızsak bundan? Ben kendi çapımda şöyle…