?>
Ceza ve Ödül değil On-ikinci Tabaka
Felsefe ve Kuantum , Urban Shaman / 20 Nisan 2016

Ceza ve ödül, insana ait olan -ve intikam ya da kutlama yaratan ve bir İnsan hak ettiği şeyi almadıkça tamam olmayan bir paketi bağlayan- kavramlardır. Bu sizin, birçok kavramla yaptığınız gibi, Tanrı’ya yapıştırdığınız bir 3B kavramıdır. Sizin zihninizde, Tanrı ödüllendirir ve cezalandırır. Bu kavram sizin tüm “modern” inanç sistemlerinizde yer alır. Siz, cennette de bir tür kavga olduğuna inanırsınız. Size göre, orada melekler iktidar için birbirleriyle dövüşmektedirler. Orada yönetim hiyerarşileri vardır. Hatta orada, her nasılsa güçlü olmasına da izin verilmiş olan ve sizin ruhunuzu ele geçirmeye çalışan düşmüş bir melek vardır. Orada intikam ve ceza, dehşet ve nefret vardır. Orada meleklerle savaşan iblisler vardır ve Tanrı her nasılsa tüm bunların ortasında, neyin doğru neyin yanlış olduğuna “karar veren” olarak bulunmaktadır. Bu size gerçekten Tanrı gibi geliyor mu? Hayır. Bu, çok- boyutlu bir halde orada olmayan bir şeyi doğrulamak için elinden geleni yapan İnsan beynidir. Böylece, o tüm İnsan niteliklerini gökteki Tanrı’ya yükler ve çağların mitolojisi bununla doludur. İnsanlar kendi bilinçlerinin ötesinde düşünemezler ve bu olgu, “Sen bilemeyeceğin şeyi bilemezsin” sözüyle ifade edilir. Söyle bana, sevgili varlık, sen bir başlangıcı olmayan bir şeyi düşünebilir misin? Zamanın bir başlangıcı yoktur. Evrenin bir başlangıcı yoktur. SENİN bir başlangıcın yoktur! Sen hep vardın ve hep…