Venüs Bağlantısı isimli kitabınızı bir kaç saat içinde okudum. Çok iyi bir polisiye romandan fazlasını bulduğumu belirtmek isterim. Bu tarz kurgularda -her nedense- bin yıldır durmadan kullanılan klişelerden uzak duruyor roman. Zekice yazılmış olmasının yanı sıra, bence en önemlisi her anlamda dozun yerli yerinde hesaplanması olmuş.
Tek küçük eleştirim birkaç yerde kullanılan (teknik olmayan, yerine Türkçesi kullanılsa daha şık durabilecek) yabancı sözcüklerle, bir iki sayfayı geçmeyen kimi teknik bilgilerin okuru akıştan bir parça koparma riski olabilir. Yer yer anlatıcının el değiştirmesi anlık bir zemin kayması yaşatıyorsa da fazla göze batmıyor.
Yıldız ve gezegen bağlantıları kimi okura “olmasa da olur” tadında gelebilir. Fakat bana kalırsa yazarın şimdilik sadece örtüsünün ucunu hafifçe kaldırdığı asıl çeyiz sandığı o detayların altında yatıyor. Anıştırıyor, zemin hazırlıyor, işaret ediyor. Hazırlıksız yakalanan okur için de yeni ufuklar açıyor.
Finaldeki sürpriz yumurta, bulmaca sevmeyenler için sahiden sürpriz. Bulmaca severler içinse romanın orta yerinde atılan bir oltayla zaten avladıkları bir balık ya da bir anlamda grand şilem.
Sonuç olarak bir solukta okuduğum bu roman (neden bilmem) sizinle gurur duymamı sağladı. “Kadın zekâsına bir güzelleme” okudum. Damağımda bıraktığı tad da cabası.
Kaleminize sağlık Sibel Hanım. En kısa zamanda diğer kitaplarınızı da okumaktan büyük keyif alacağım.
En geniş zamanlı sevgi ve saygılarımla
Betül AKDAĞ
*
Bu özenli yorum için Betül hanıma teşekkür ediyorum. VB 10 yıl önce yazılmıştı ve hakikaten de aynen Sırıtkan Kırmızı Ay gibi, gizem örtüsünü (nasıl karşılanacağı bilinmediği için) biraz tedirginlikle usul usul kaldırıyordu. Ama her zamanının kendi yolcusu oluyor ve sonsuzca da olacak, o sebeple Bir Kadını Öldürmek kitabında, yazdıklarımın her okuyanla birlikte yeniden yazılmakta olduğunu ve yeni olduğunu ilan etmiştim. Belki biraz küstahlık gibiydi ancak yıllar içindeki deneyimler öngörüyü aynen destekler yönde oldu. Zaten olmaması mümkün mü :)))
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
Bu özenli yorum için Betül hanıma teşekkür ediyorum. VB 10 yıl önce yazılmıştı ve hakikaten de aynen Sırıtkan Kırmızı Ay gibi, gizem örtüsünü (nasıl karşılanacağı bilinmediği için) biraz tedirginlikle usul usul kaldırıyordu. Ama her zamanının kendi yolcusu oluyor ve sonsuzca da olacak, o sebeple Bir Kadını Öldürmek kitabında, yazdıklarımın her okuyanla birlikte yeniden yazılmakta olduğunu ve yeni olduğunu ilan etmiştim. Belki biraz küstahlık gibiydi ancak yıllar içindeki deneyimler öngörüyü aynen destekler yönde oldu. Zaten olmaması mümkün mü :)))