Su Elçileri

Önceki gün uzun boylu gayet sıhhatli bir ağaçla birleşmeyi (merge) denedim. Ağaç oldum yani! Her yerimden süt rengi diyebileceğim çok ince lifler çıkıyordu, çok uzundular öyle ki uçlarını göremez oluyordum gökyüzüne uzananların. Sayısını bilemeyeceğim kadar çok telcikler adeta suyun içinde yüzüyormuşçasına ahenklilerdi. Sonra bunların ne işe yaradığını merak ettim, inanılmaz bir susuzluk duyuyordum ve anladım ki o milyonlarca lifle su arıyordum. Bu tuhafıma gitti çünkü ortalık gayet ıslak gibiydi ve görünüşümde bi kuruma filan yoktu. Sonra susuzluk duygusu öyle güçlendi ki birden durumu anladım! Ben bir su elçisiydim! Evet evet aynen böyle ifade edebilirim durumu.
Ağaçlıktan kendime döndükten sonra durumu daha iyi yorumlayabildiğimi sanıyorum. Onlar suyu yani yaşamı şimdi ve buraya alıp getiren elçiler. 🙂 Merak edenler denesin görsün (özellikle devlet yönetimindeki insanların bunu denemelerini arzu ederim)

Sonraki gün deneyimi yeniden düşündüğümde birden Alıç Ağacının hikayesi kitabındaki bilgileri anımsadım. Suyun dışına çıkabilen ilk canlının (ağaçların ve sonuçta bizlerin atası) likenler olduğunu ve onların da bu olağanüstü gelişmeyi yosunlarla yardımlaşarak milyon yılda yapabildiklerini anımsadım. Gözlerim yaşla doldu. Birleştiğim ağacın hala atası likenin patternini devam ettirdiğini (biz hepimiz otomatik programlarla -kalıp, model- yüklüyüz) anladım ve içim şükranla doldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir