Categories: Blog

Soru-cevap/İnsan doğası

Eğer insan doğaları farklı farklı ise, onlara neden aynı kurallar uygulanıyor? Doğasına aykırı gelenler suçlu mudur?

Şöyle bir örnek üzerinden gitsek:

Diyelim ki bir kazan çamaşırınız birikmiş, bir çok değişik malzemeden üretilmiş, değişik renklerde kirli çamaşırlar!

Tek tek makineye atsanız zaman kaybı ve para kaybı olacak üstelik sizi bütün gün oyalayacak. Hele de daha önceden “hepsini bir arada yıkamaya kalkmak” gibi bir deneyiminiz olmamışsa, hiç düşünmeden makineye attınız ve içinde “iki tane çok kirli beyaz çorap var diye” dereceyi de 60 a ayarladınız.

E artık süre sonunda ne ile karşılaşacağınızı defalarca çamaşır yıkamış biri olarak ben söylemeye korkarım!

Şimdi bir çift çok kirli çorabın narına yandığımıza mı üzülsek?

Hep aynı renk ve cinsten elbise giymediğimize mi yansak?

Yıkama sürecinden en berbat çıkanların üstelik en kıymetli varlığımız (beyaz ve en hassas malzemeden pahalı bir gömlek!) olduğuna mı şaşırsak?

siyah ve kırmızı renkli olanlardan ve üstelik doğal malzeme kullanılmamış en ucuz giysilerin sapasağlam çıktığına mı üzülsek?

Bize hepsini tek tek yıkamak gerekli olduğunu tembih etmiş olan annemizi dinlemediğimize, kız arkadaşımızı hiç kaale almadığımızı aniden farketsek mi?

Yoksa bizi böyle koştur koştur acele işler yapmaya mecbur ediyor diye düzene, sisteme sunturlu küfürler atarak rahatlamaya mı çalışsak?

Tek tip giyilsin diyen sistemlerin, demek bazı durumlarda bir bildiğinin olduğunu kabul eder gibi mi olsak?

Şimdi bu nahoş hadisede suçlu kimdir? Doğasına aykırı gelen kimlerdir?

Şu kırmızı eşofman mı? bir çift çok kirli beyaz çorabınız mı? Ya da utanmadan 5 yaşında bir çocuğa uygun bedene indirgenmiş olan en pahalı yeşil kazağınız mı?

BU eşyalar birlikte yıkanacaklarından ve yıkandıklarından HABERLİ mi?

Haberli olsalardı bir uyarı yapma şansları olur muydu?

En nazik ve pahalı olanlar nasıl yıkanmaları gerektiğine dair uyarı plaketi ile gezerler. En kaba olanlarda uyarıya zaten gerek yoktur çünkü sonuçta onların rengi hakim olur.

Vallahi ben gerçekten bu durumda bir suçlu bulamıyorum? EKSİKlik görüyorum sadece… “yeterince çamaşır yıkama geçmişi”  EKSİKLİĞİ!

Sa

Ortaköy-2004

Sibel

View Comments

  • Esyalarin ne pahali ne de ucuz alindiginda, ne fazla renkli ne de fazla renksiz alindiginda her beraber yikamakta bir sorun görmüyorum. En azindan ben simdiye kadar camasirlari ayirmadim ve ayirmayi da düsünmüyorum. Bize anlatilan "beyaz ötesi beyazlara" da pek aldirmiyorum. Önemli olan dis güzelligi degildir, insanin ic güzelligidir. Bu sözler ne kadar da klasik olsalar da yine de dogruluk paylari var. Insanlar biraz daha kiyafetlere bakacaklarina karsidakinin gönlüne baksalar, isler daha kolay olacak.

  • Olsun, ben kirli camasirimi ortada yikamak istedim :-)))

    Mevlanin da dedigi gibi "Herseyin iyisi ortadir."

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago