Şimdi Bilenler

“Benim bu gezegende gördüğüm en meydan okuyan şey beynin olmakta olanı – teknolojiyi veya felsefeyi veya meydan okuyan şeyleri – öngörememesi. Zihin bunlarla başa çıkmaya muktedir olamayacak. Bunu makineler ile, bilgisayarlar ile yapmaya çalışanlar var. Ama siz ve ben bilgisayarın basitçe zihnin bir uzantısı olduğunu biliyoruz. Onlar sonra yapay zekalı bilgisayarlar yapmaya çalışıyorlar ve bu da işe yaramaz. Ama bu gezegende Düşünenler olmanın ötesine geçen çok küçük ama hayranlık uyandıran bir grup var. Onlar şimdi Bilenler.” diyor Adamus bu ayın konuşmasında.
Uzay-zamanın kendi içinde olduğunu bilmeye başlayanlardır işte bahsettiği Şimdi Bilenler. Lineer bakmaya çalışırsam korkunç bir şey, devasa bir değişim, olmayacak şey! Ama oluyor şimdi, şimdi ve burada. Kitabı yazdığım süreçte soyut alandan somuta dönüştüğünü gördüm. İki alanın nasıl inanılmaz bir değiş-tokuş içinde olduğunu seyrettim Bu belki hep oluyordu, hatta belki kelimesi gereksiz, hep oluyordu fakat bunu fark edecek durumda değildik-m. Bunu uzun zaman aralıklarına baktığımda görebiliyordum, binli yılları seyrettiğimde görüyordum bu yüzden emindim fakat şimdi bu süreler inanılmaz kısaldı. He insanın gündelik yaşamında görülebilir hale geldi. “Şimdi bilenler”, ışıktan hızlı bir bilince izin vermiş olabilirler.:) Bunları otuz yıl önce sayıklayarak yazdığım günleri hatırlıyorum ve gülüyorum, insanın kendini kendi sözleriyle nasıl örgütlediğinin kanıtı bu işte.
Biz şimdi Bilenleri doğuruyoruz. Bu güzel bir bilim kurgu filmi olurdu “Bilenler, Düşünenlere karşı. Biz Bilenleri dünyaya getiriyoruz ve işin eğlenceli kısmı onların anda yaşıyor olmaları. Onlar kendilerine akan her şeye izin veriyorlar. Onların bunu düşünmesi gerekmiyor. Bu daha kolay bir yaşam çünkü o sadece burada mevcut halde. Onların onun üzerinde düşünmesi dahi gerekmiyor.
Sen yaratıcılığa çok, çok az katkıda bulunarak düşünmeye alıştın ama sen sadece mantığın yolunu çok fazla izliyorsun. O neden ile bir Bilen olmak sana çok tuhaf geliyor. İnsanlar, “Nereden biliyorsun?” diyecektir. “Çünkü ben bir Bilenim.”
Hani çocukken “çünkü de ondan”diye bir savunmamız vardı ya işte ondan :)))
Dört yaşındaki indigo çocuğu Zachary için öğretmeni çok başarılı, korkusuz biri olarak tanımlama getiriyormuş.  Annesi bir gün çocuğa sormuş:
“Zachary, korkusuz olmak ne anlama geliyor, biliyor musun?”
“Evet biliyorum” demiş çocuk “
“Peki ne anlama geliyor?”
“Ben kendime inanıyorum”

3 Yorumlar

  1. Hightech says:

    Öncelikle bilmenin ne olduğunu bilmek gerekir.
    Peki bilmek ne demektir diye sormanın sonucunda gelen cevap
    Bilincin yükselmesi sonucu merkezi kütüphaneye ulaşabilir olmak yani
    yaratıcıya kısmen ulaşabilmek denilebilir.
    Bilinç zaten herzaman işiktan çok çok hızlıdır.
    Gerçekliği zaten düşünce yaratır ve başka bir türlüsü olamazda.
    Bilgisayarlar Yaratıcının çok çok çok basit e indirgenmesi.
    Yaratıcı bir bilgisayarmı? diye sorarsak
    Asla değil diye cevaplamak doğru olur.
    O bir düşünebilen zeki enerji çeşidi. Bizim bilgisayarlarımız Ona benzetilmek
    amacıyla yapılmış çok çok basit hali.
    Yüksek bilince sahip olanlar reality nin değişmesine sebep olmak istemezler.
    Bir derece kendi reality sini değiştirebilirler ama oda pek gerekli olmaz.
    Yaşamda sonsuz sayıda gerçeklik vardır ama normal insanlar onların pek farkında
    olmazlar.Olmaya başladıkları zamanda onlar için pek hayırlı olmaz.
    Ne olduğunu anlamak için (boyalı kuş) kitabını okumak gerekir.
    Sürelerin kısalması bilincin yüksekdiği anlamına gelir yani daha kısa şürede daha fazla
    deneyim yaşarsınız.
    Sevgiler saygılar.

    1. says:

      Çok haklısınız. Gizemli bir çalışma şekli olan alemler bunlar. Boyalı kuştan çok etkilenmiştim tabi çok gençken okumuştum şimdi bir daha okusam belki farklı şeyler de çıkabilir ortaya 🙂

  2. Hightech says:

    Ben Boyalı kuş kitabında diğerlerinden farklı olan kişiler veya farklı düşünen
    kişilere uygulanan farklı davranış biçimlerinden yani farklı boyanan aynı cins kuşun
    diger kuşlar tarafından parçalanmasından baksettim.
    Yoksa kitaptaki hikayelerin hepsi birbirinden güzel.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir