Categories: Oyun/Film felsefeleri

Şanssız değil Kahraman

http://video.mynet.com/gagarino/En-Sansiz-Leylek/1063867/

Bu videoyu hıdırellezde de hediye etmiştim şimd bayramda yeniden sunuyorum hepiciğinize. İki bayramınız da kutlu olsun. Allah hem milletimiz hem dünyamız hem de bilemediğimiz tüm varlıklarla barış içinde yaşamak nasip etsin.

Bu minicik iddiasız eğlencelikte, neredeyse tüm varoluşumuzun sebeplerini, sonuçlarını, eylemlerimizi görebiliyorum. Bu, insana hem sevinç ama hem de hüzün veriyor. Bakışın yönüne göre değişiyor.
Mevcut düzeyimizde, Değişimi yaratan, yeni çözüm arayışına yönelten yegane şeyin ACI olduğunu görüyoruz maalesef, zarar göre göre yeni biçimlere yöneliyoruz. O şanssız bi leylek değil aslında! O cesur ve zeki bir savaşçı 🙂

Acı hissetmek, biz ŞEKİLlilere mahsus. Belirgin bir şeklimiz (rolümüz) var ve bu zarar gördüğünde acı çekiyoruz. Yani bizler leylekleriz.

Peki ama ya bulut? Bulutlar?

O gri buluta hiç bişi olduğu yok, çünkü belirgin şekli yok. Bebe timsah parmağını kopardığında, yerine bi başkası geliveriyor nasılsa :))) Oysa leyleğin tüyü (hatta canı)gidince gidiyor!

Peki bu gri bulut ne demeye sürekli acıtan bebeler üretiyor?

Ahhh sürekli evrilmek isteyen itki! Ah evet evrim, o gri bulut evrimin yandaşı olmalı 🙂 Yanılıyor muyum?

Fakat o cesur savaşçı, o şefkatli kahraman, deneyimlerinden ders çıkaran, önlemler geliştiren o zeki leylek olmasaydı, işi biraz zorlaşacaktı.

Sonra dışardan seyredenler de der ki, “üstünde ne çok zırh var, seni göremiyoruz leylek? Çıkar çıkar hafifle, kendin ol!”

“Hangi kendin?! Sadece güzel ve kolaya yönelen diğerleri gibi mi? O giri bulutun şimşekli göz yaşları dokmesine göz mü yumayım yani?”

“Evet noolmuş yani, ağlar ağlar susar herhalde, bizi ilgilendirmiyor, biz sonsuza kadar mutluluğu seçtik”

“Sonsuzca aynı şekle hapsoldunuz yani?”

“Sen ne dersen de”

Az seçilen yollardan yürüyenler, iyi ki varsınız.

Öyleyse kimi zaman acıtan kimi zaman öpücüğe boğan bebeleri taşıyınız. Herkesin gönlü olsun sevgili frekanslar.

Yok aslında birbirimizden farkımız, oyunumuz ortak yanımız.

Sibel

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago