Rüzgar gülü

 Zahirden gelir kodu zehirden gelir pili

Düşün ki engel iken yelkeni

Hız verdirir, yol aldırır tekneye

Rüzgar deyip geçemem haza büyücü işi

Velakin yelkeni akledene ne demeli

Çekinik genler sekiz döl uyuyanlar

Şeker gibi tuz gibi eriyip karışanlar

Koku gibi ses gibi dağılıp kaynaşanlar

Törpü törpülendim, elendim de elendim

Bilemediysem de dişe gelir bişey

Yüreğimden dinlemeyi öğrendim.

Duygunun adını rüzgar koymuşlar

Bulamazsan onu, yerine zihin takmışlar

Pata pata pıtı pıtı pata pıta gider tekne

Olur rüzgarı olanlara şahane vesile

Bu motorun yakıtı hep gelir mi dersin

Ya bu yakıtın ilk sahibine ne dersin

Tıkılmış kalmış, katmanlı ata duyguları

fosil olmuş, yakıt olmuş çalıştırır motoru

yarıştadır hala girse de toprağa pekala

ümitsiz bu yarış, bırak kendini ver sıranı rüzgara

kendine acımanın adı alçak basınç alanı

kibirlenenlerin tadı yüksek basınç alanı

oldu mu sana rüzgarcık al gülüm ver gülüm

Ha döner de döner rengarenk rüzgar gülüm.

 

Sa

16.05.09 –Beylerbeyi

6 Yorumlar

  1. Melis Gönül says:

    Bunu her kim yazmışsa engin bir birikimin içinde yüzdüğü belli. Ellerine sağlık diyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Bugüne kadar okuduğum en güzel şiir, pardon şiirimsi… Ciddiyim, gülmeyin…

  2. says:

    Teşekkürler Melis Hanım, son zamanlarda sizin gibi beni yüreklendirenler oluyor. Gerçi bunlar kendiliğinden geliyor ben sadece aracı oluyorum. Sevgi-selam

  3. medisis says:

    Derinliklere dalanlar için harika bir anlatım ama, yüzeyde olanlar için arkadaşınızında dediği gibi kullanma klavuzu gerekli:)))

  4. says:

    Çok naziksin değerli arkadaşım.

    1. Rüzgar Gülü

      Kuvantum esrimesi, sezildemlik cayırtılarıyla yüklü aforizmik bir şiir.

      Zihin motorunun yakıtıın ilk sahibi bana motorun patent sahibini de düşündürdü.

      Kendine acıma: alçak basınç, içeri doğru helezonlanarak akan hava. Kibirlenmenin tadı dışarı çıkan genişleyen hava. Psikometerolojik(bu terimi şu anda uydurdum) eğretileme.

      Anneciğim

      Sözün bittiği yerde olmak ve bunu asla bitmez zannetmenin şaşkınlığı. Sözün bittiği yerlerin, alanların, anti verbal baz istasyonların sıklaştığı bir çağdayız desek, acaba abartma mı olur? Sözün bitirildiği yüksek duvarlarla mı çevriliyor ufkumuz(annemiz)?

      Kırk küp

      Kırk küp, kırk kulpu kırık küp, yerden göğe üst üste dizilmiş bir küp kulasi çağrıştırıyor. En alttakini kim çekecek? Güzel tınılı kelimelerle örülmüş bir gümbürtü mü kopartmalı şimdi?

      selamlar
      Sadık Yemni

  5. sultan says:

    ya bu şiir muhteşem! sibel hanım tanımıyorum sizi ama sizde birşeyler olduğunu biliyordum:)
    teşekkürler…
    açılımı hakkında düşünmeliyim:)

medisis için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir