Categories: Blog

Rüya ve SırMISIR

Az önce merak edip dedektif kelimesine baktım sözlükten, acaba dilimize tam olarak nasıl aksetmiş bu yabancı kökenli kelime diye ve aynen alıntılıyorum:

Suç sayılan bir işi veya bu işi yapanı ortaya çıkarmakla görevli kimse, hafiye, polis hafiyesi

Hımmm… Peki suç nedir dedim ardından: 1 .     Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış. 2 .    hukuk  Yasalara aykırı davranış, cürüm

 

Tabi ben sözlükteki anlamıyla suçun peşinde değilim, o halde nedir kendimi bildim bileli adım adım izlediğim o şey? Tabi ki en geniş kavramıyla BEN!… O Ben ki her birimizin içinden ayrı filiz vermiş, dıştan bakarsanız her kişiyi farklı görürsünüz ama mahir bir dedektif gibi izini sürerseniz, hepimizin içindeki Ben‘in  tek bi şey olduğunu fark  edersiniz.

Adeta insan, insan olmadan önce içine bir tohum düşmüştür ve o tohum her kişinin toprağında ayrı bi görünüm, koku, lezzet çıkarmıştır ortaya. İşte o farklılıkların aynı tohum olduğunu bulmak; ama yine de farklılıkları muhafaza ederek zenginliğin keyfini çıkarmak tam bir dedektiflik işi bence.

Sanırım bu sebeple dedektif romanları yazıyorum ve rüyaların derin dünyasına dalıyorum.

 

Sözlükteki suç, benim anlayışımla; insanın naturel doğasından sapınç, yani sevgi olan özümüzden sapmalar fiiline karşılık gelmekte. O halde daha geniş baktığımızda ben yani baş dedektif, sevgi özümü arıyorum harıl harıl. Özellikle rüyalarımız, sevgiden sapmaların ayan beyan göz önüne serildiği savunmasız bir alan. Önceleri  “ne oldu da sevgi özümden ayrı düştüm” derdim ve kendimi böyle kanalize edince filozof oldum kaçınılmaz olarak. Ama şimdilerde; “ne olduysa oldu, sevgi özümü bulayım” diyorum. Arada gerçekten dağlar kadar fark var.

 

Önceki romanlarım ve en son Sır Mısır’da, buna ilaveten binlerce makalemde ve şiirimsilerde adım adım takip ettim suçluyu.  Rüya görüşmecisi olmayı öğrettiğim seminerlerde katılımcılar şöyle diyor sıklıkla; “bu bir sihir olmalı!“, evet bu coşkuyu mühimsiyorum; çünkü bu saf duygulanışın itici gücüyle bizi özümüzden ayrı düşüreni yakalayacağımızı biliyorum.  

 

 

Sibel Atasoy

28.03.08

Beylerbeyi

Sibel

View Comments

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago