Laurence J. Peter’in Peter İlkesi kısaca şunu söylüyor;

Hiyerarşik bir düzende, her çalışan kendi yetersizlik düzeyine kadar yükselme eğilimi gösterir.

Tabi bu çok eski bir kitaptır, ben okuduğumda çok gençtim ve hayretten gözlerim dışarı uğramıştı! 🙂 Bu arada köprülerin altından epeyce su aktı, şimdi okusam yine beğenirmiyim bilemiyorum.

Aslında meselenin özü başarının ödüllendirilme şekli ile ilgili. Dünyanın her yerinde, bir işte başarılı olan kişiye ödül olarak onu terfii ettirme yöntemi benimsenmiştir. Oysa kişinin terfi ettirildiği makamda başarılı olup olamıyacağı malum değildir! Bilenen şey onun eski yerindeki başarısıdır.

Halbuki hiyerarşik sistemlerde yukarı katlara doğru tırmandıkça yönetici olma kabiliyeti ve ihtiyacı, işin teknik yeterlilik gereğini aşmaktadır. Böylece insanlar iyi yaptıkları işten el çektirilirler, hem de ödül olarak! Komik değil mi?

Ödül olarak para ve manevi katkıların kullanılması yöntemi son yıllarda özellikle kapitalist ülkelerde gelişmeye başladı. Yani bu eski sistem hiç olmazsa özel iş yerlerinde terkedilmeye başlandı. Sanırım oralarda da hala kamu kesiminde devam ediyordur.

Kamu işyerlerinde ise en büyük handikap; ücretlerin makamlara göre aşağı yukarı fikslenmiş olması. Dolayısı ile kişiye çok başarılı olduğu için farklı ücret veremiyorsunuz, böylece onu terfi ettirerek ödüllendiriyorsunuz. Ve her insan er ya da geç kendi yetersizlik noktasına varıyor. Yani başarılı olamadığı noktaya!!! Ve artık oradan bir yerlere kıpırdatılamıyor. Hiç istemesek de ölmelerini beklemekten başka çaremiz kalmıyor.

İşte biz yeteneksizlik noktalarına gelip tıkanmış insanlar tarafından böyle yönetiliyoruz. Üstelik bu onların suçu değil :)))

Belki bunu daha öncede yazmıştım ilginç bi anım var. Yıllar önce tamamen kendi gönlümden geçen ideale uygun bir toplum düzeni yazmaya başlamıştım. Üzerinde epeyce uğraşmış, özellikle ekonomik ve sosyolojik yapıları detaylandırmıştım, gerçi yarıda bıraktım (bi yerlerde kaybolup gitmiştir). İşte o zamanlar ODTÜ den mezun, büyük bir şirkette yöneticilik yapan  bi arkadaşıma sormuştum: “A… eğer bütün işlere eşit ücret verilseydi sen ne iş yapmak isterdin?”

Hiç düşünmeden “ofisboy!” dedi.

Benim şaşkın bakan gözlerimi görünce açıklama ihtiyacı hissetti “Evet benim yapıma en uyan iş ofisboyluk, eğer para sorunu olmasaydı hiç düşünmezdim” dedi. Sonraki dönemlerde onu iş hayatında biraz izledim ve ne kadar haklı olduğunu kabul etmek durumunda kaldım, onda yöneticiliğin y si yoktu ama çok gırgır ve zeki bir adamdı.

Şimdi şöyle fantastik bir tablo planlayalım:

Diyelim ki A katagorisi işler dairenin en dış bölümünde, B ler bir iç bölümde… böylece dairenin merkezine doğru sıralanmış olsunlar. F katagorisinde çok başarılı olmuş birisi G’ye geçiş yapacağında orada sınırda öyle bir tarama (ışın) sistemi olsun ki, daha adımını attığında oradaki titreşim onu ya kabul ediyor ya da red edip geri püskürtüyor! Ne hoş olurdu değil mi? :)))

Bu durumda bütün seviyedeki işler o seviyenin en başarılıları tarafından sürdürülüyor olurdu.

Sibel

View Comments

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago