Oyunların kendiliğinden bir sonu olduğunu sanmıyorum. Oyun sonu ancak kullanıcının iradesi ile devreye girebiliyor.
Bu durumda biz aslında bir hedefe doğru ilerliyoruz ama bu oyunların sonu değil teknik olarak, oyundan çıkma kararı verebilecek iradeye, erkeye sahip olma hedefine gidiyoruz. sa

**

Tüm OYUN evrenlerinin ana maddesi BİRdir.
OYUN içinde olanların BİRe dair bütün akıl yürütmeleri EKSİKtir.
BİR hakkında getirilen her tanım, OYUN’un içine düşer.
Her şeyin ilk sebebi BİRdir; ancak BİR sebepsizdir.

(Oyun Kuramı-sa)

Oyun Kuramında bahsi geçen BİR, hiçlik ve tamlığa denk gelebilen, kendini bilmeyen ancak tüm bilişlerin potansiyeli olan anlamında olup, kuantum fiziğindeki “sınırsız potansiyeller denizi” olgusuyla benzeşir.

**

OYUN içindeki canlı cansız isimlendirilmiş varlıklar, birbirleriyle ve kendilerinin geçmiş ve gelecekleriyle her an iletişim halindedir.(Oyun Kuramı)
Bu cümlenin açılımından anladığım; isim verilmişler, kendi aralarında tıpkı örümcek ağı ya da bir kilimin dokunması işlemi gibi, paraleller ve meridyenler arası ilişki ile aslında bir rüya dokumaktalar.

Varsayalım bir rüya/dokuma öğretmeni ve onun öğrencileri bir dokuma tezgahının başında biraraya gelmişler. Öğretmen telebelere (talep edenlere), dokumanın yöntemini göstermektedir; ancak mekanizmayı gösterirken uygulama yapılır ve o esnada ortaya bir desen de çıkar mecburen. Öğretmen belki bu örnek deseni hedeflemiştir (kolay olduğu için veya kendisi sevdiği için veya alışkanlıktan) veya tamemen hedefsizce ortaya bir halı/rüya çıkmıştır. Orada bu uygulamaya şahit olan öğrenciler ortaya çıkan bu halınınn deseni ile ilgili değillerdir, onlar öğretmenlerinin kendilerine yöntem gösterdiğinin farkındalar.
Ancak zaman geçip Dokuma öğretmeni ebediyete karıştığında, öğrencilerin yetiştirdiği öğrenciler ve onların öğrencileri, yöntem öğrettiklerini unutup ilk ustanın uygulama halısının desenini öğretmeye başlarlar. Böylece araç sehven amaç olur ve insanlar, basit bir işlemi karmaşık şekilde ve üstelik yanlış yere kutsallık atfederek çözmeye çalışır hale gelir.

Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago