Okyanusları köprü olarak kullanmak

Lemurya ve Atlantis zamanından bu yana maceraperestler, okyanusları köprü olarak kullanarak Amerika kıtasına hem doğudan hem de batıdan ulaşabilmenin mümkün olduğunu kanıtlamışlardır.
Norveçli kaşif Heyerdahl’ın balsa ağacından son derece ilkel şartlarda-metal kullanmadan yapmış olduğu ve adına Kon Tiki dediği salla bu tür yolculukları yapabildiğini biliyoruz (1947 yılında beş arkadaşıyla yaptığı bu 3600 millik yolculuğu yine aynı isimli Kon-Tiki kitabı ve filminde anlatılmıştır)
Mikronezya’da bulunan M.Ö. 60000 yılların ait sal örnekleri o dönemlerde insanların uzak mesafelere gitmekten korkmadıklarını göstermektedir.
Yıldızlardan, balinalardan ve rüzgarlar ile okyanus akıntılarından aldıkları destekle Lemuryalılar, istedikleri her yere gidebilmişlerdir.
kontiki
Adaları batan ve yaşamlarına devam edebilmek için yeni yer arayışına giren Atlantisliler uzun yolcular sonunda Yucatan Yarımadasına gittiklerinde orada Mu ve Og’dan insanların yaşamakta olduğunu gördüler. Lemurya ve Güney Amerikalı insanlar oldukça yardımsever, şefkatli ve ruhsal açıdan üstün özellikler taşıdıklarından aralarında hiç bir sorun yaşanmadı. Hatta zaman içinde Atlantis’ten gelenler ile Mu ve Og halkı evlilikler yoluyla birbirleriyle iyice kaynaştılar, böylece oldukça ileri medeniyete sahip olduğunu bildiğimiz Maya’ların kurucuları ortaya çıktı.

(Shirley Andrews’den özetleyen sa)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir