Eski dünyanın öğretmenlerine emekleri için müteşekkiriz ve Yeni Dünyanın öğretmenleri, sizler hoşgeldiniz.
Aşağıdaki öykü hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Vasat öğretmen konuşur
İyi öğretmen açıklar
Üstün öğretmen gösterir
Büyük öğretmen ilham verir”
W.A.WARD
***
* Bu kabilede, insanların ateşin ilahî bir güç olduğuna inanmış olduklarını görmüşler. Ateş yakmaya yarayan bütün araçlara tapıyorlarmış. Ama aralarında ateş yakabilen yokmuş. Bir öğrenci, “Ben de burada kalıp bunlara ateş yakmayı öğreteyim,” demiş, orada kalmış. Diğerleri yollarına devam edip üçüncü kabilenin yaşadığı yere gelmişler.
* Bu kabileyi de, ateşi bir zamanlar adaya getiren kişinin totemlerini yapıp her yere yerleştirilmiş bulmuşlar. Halk ona tapıyormuş. Birkaç kuşak öncesi ateşi görmüş, getiren adamın tanrı olduğuna karar verilmiş ve bu inanç yerleşmişmiş. Ama sonra da kimse ateş yakmaya teşebbüs etmemiş. Öğrencilerden biri de, “Ben de burada kalacağım,” demiş. Diğerleri dördüncü kabilenin köyüne yönelmişler.
Birinci köydeki öğrencinin, konuşmaya başlar başlamaz rahip tarafından tanrının düzenini yıkmaya kalkışmakla suçlandığını, bir yabancıya inanmaktansa kendi rahiplerine inanan halk tarafından yakalayıp rahiplerin ateşinde yakılmış olduğunu görmüşler.
İkinci köydeki öğrenci, halkın taptığı aletlerin ateş yakmadaki marifetlerini onlara göstermek istemiş. Öğrenci ateşi yakar yakmaz halk korkmuş, tapındıkları tanrıların gazaba geldiklerini sanmışlar. Ve, yabancıya tepkiyle saldırıp onu öldürmüşler.
Üçüncü köydeki öğrenci, bir insanın totemine tapmanın yanlışlığını belirterek aslında onun onlara birşey öğretmek için geldiğini, isterlerse bunu öğrenerek tanrılarını memnun edebileceklerini anlatmış. Görmüşler ki, tanrının mucizelerini kendilerine tekrarlatmayı teklif ederek totemlerini hafife alan bu öğrenci arkadaşları da canından olmuşmuş.
Bilge ile kalan öğrencileri tekneye dönmüşler, denize açılmışlar. Öğrenciler üzüntülüymüşler. Üst üste gelen bu talihsizliklerden dolayı şaşkınmışlar. Bilge bu ada gezisinden çıkaracakları kıssadan hisseyi özetlemeye başlamış: “Öğretmek, bilmekten çok daha zordur. Bilmek istemeyenlere bir şey öğretmek de en zorudur. Cahiller bildiklerine inanırlar ve yeni bilgilere direnirler. Ama aynı zamanda bir huzursuzluk içindedirler. Bu yüzden de gerçekten bilen insanlara kızarlar, onları yakarlar, öldürürler. Onun için, gerçek bilgi dünyanın her yerinde aynı hızla yayılamaz. Bir de öğretebilmek var. Bu ateşle imtihanınızdır. Bilmek ayrı, öğretmek ayrı. Öğretmek için cesur olmak yetmez. İnsanları tanımaya, onlara nasıl yaklaşılabileceğini iyi hesaplamaya ve onlara onların anlayacağı yollarla “öğretmeyi öğrenme”ye çok emek vermek gerekir. Cehaletle savaşmak bir bilgi işi değil, pek çoğu dirençli olan insanlara yaklaşmanın yollarını bulma, öğretme hünerlerinizi geliştirme ve sabır işidir.”
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
Güzel ve anlamlı,bir o kadar da gerçekleri yansıtan bir hikaye...Bildiklerimizi ve öğrenmeye devam ettiklerimizi nasıl anlatacağımıza karar vermeye çalıştığımız bu dönemde çok faydalı oldu...Yakında görüşmek üzere...
Vitrivius'e katılıyorum.
"Hep öğrenci kalan insan, öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir", demişti Nieztche. Bu yüzden bizden aldıklarımızı, bize vermenin ve bu bitmek bilmeyen alış-verişi sürekli hale getirebilmenin yollarını keşfetme zamanıdır şimdi...
Teşekkürler Sibel abla..çok güzel bir hikaye..
öğretmenin yolları hakkında çok bilgim olsun isterdim:) ihtiyaç büyük.:))
ve sabır diliyorum bu yolda emek verenlere..
hımmmm...
istilacı hristiyanlar
onların işi anca sömürmektır, gittikleri yerler anca kan ve gözyaşı götürmüşlerdir.
mesaj gayet açık, anladım ama bu kafirlerden değilde kendi kültürümüzden bir hikaye bulmalı yada kurgulamanız daha iyi olabilirdi.
saygılar.