Neden 13 ay yok?

Dün gece yine kullandığımız bu acaip, ne idüğü bilinmez Gregoryen takvimine takıldı aklım! Epey yıllar önce araştırmıştım ve aslında hala da anlam bulamadığım bir konudur bu!

İmdiii,  bir ay nedir diye sorarsak; “Ay’ın aynı evresinin gökyüzünde tekrar göründüğü zamana kadar geçen süredir” cevabını alırız.

Ayın bir evresi 28 gündür bildiğiniz gibi. Öyleyse neden her bir ayımız 28 gün değildir?! (Bunu bilene bi ödül hazırlıyorum) Her bir ay değişik 30,31,28,29 gibi günler almıştır? Erken gelen mi kapmıştır günleri yani? Bu saçmalıklardan ötürü 12 ay bir yıl edilmiş, yine de yılın toplam günü tutturulamamıştır.

Oysa insanlar çağlardır matematik bilmekteler, her bir ay zaten 28 gün olduğunda, yılda 13 ay eder ve toplamı tastamam 364 gündür. Dün gece aklıma takılıp uykumu açıran gerçekten de bu uyduruk takvimin neden yapılmış olabileceği ve bunun için neden bi sürü şaklabanlığa girildiği üzerineydi. Aklıma ilk gelen cevabi olasılık, tarihte birilerinin AY döngülerini sevmiyor olmasıydı. Ama eğer böyleyse AY’ın ismini hiç anmazdı! Bizde de, İngilizcede de gökteki ay ile zamansal ay aynı kelimedir. Öyleyse ne demeye adını alıp periyodunu yok sayıyorsun?

İkinci olasılık olarak da 13 sayısına karşı bir isteksizlik olabileceği aklıma geldi, öyle ya bu konuda bazı uğursuzluk hikayeleri vardır:

13 sayısının uğursuz olduğuna ilişkin inanç dünyada o kadar yaygındır ki, yaşamı birçok yönde ciddi olarak etkilemektedir. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmez, uçaklarda 13. koltuk sırası yoktur, apartmanlarda, otellerde 13. kat ya 12A’dır ya da 14’tür. 13 numaralı oda yoktur. Olsa bile insanlar o odada kalmak istemezler. Hatta ayın 13’ünde işe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonlarının iptali, alışverişin düşmesi ve benzeri davranışların ABD’ye günde milyonlarca dolara mal olduğu söylenmektedir.
Genel olarak bu inancın, Hz. İsa’nın meşhur son yemeğindeki havarilerin sayısından kaynaklandığı sanılsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrıların yaşadığına inanılan çağlara, İskandinavya topraklarına kadar gider.
Kuzey mitolojisine göre ışık ve güzellik tanrısı Balder bir ziyafet verir. Balder Viking’lerin meşhur tanrısı Odin ile Frigga’nın oğulları olup, ay kraliçesi Nanna’nın da eşidir. Bu ziyafete 12 kişi davetli iken, yalanların ve hilelerin tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13. kişi olarak katılmak ister. Ancak bu arada çıkan tartışmada, Loki diğer tanrılar tarafından da çok sevilen Balder’i öldürür.
Bu mitolojik hikaye ve inanış İskandinavya’dan Avrupa’nın güneyine kadar yayılır. Hıristiyan din adamları bu halk masalını kullanırlar ve Hz. İsa’nın son yemeğine uygularlar. Hıristiyan versiyonunda Balder’in yerini Hz. İsa, Loki’nin yerini de hain Judas alır. Bu yemekten sonra 24 saat içinde de Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülür. Bu nedenle Hıristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılır.
Bu inanışlara göre 13 sayısı uğursuzdur ama ayın cumaya rastlayan 13. günü hepten uğursuzdur. Cuma gününün uğursuz sayılmasına Havva anamızın Adem babamıza elmayı cuma günü yedirtip cennetten kovulmasına sebep olması, Hz. Nuh zamanındaki büyük selin cuma günü olması, Hz. İsa’nın cuma günü çarmıha gerilmesi gibi olaylardan biri veya hepsi neden olmuş olabilir. Müslümanlar ise Hz. Adem’in cuma günü yaratıldığına inandıklarından bu güne diğer günlerden daha çok değer verirler.
13 sayısının uğursuzluğuna duyulan inancın kökeninde bir yıl içinde ayın 13 kez dolunay olarak gözükmesinin yattığını söyleyenler de vardır
.

Onüç kişi ve isanın son yemeği filan değil bence, bunun arkasında gezegenlerin olduğunu hissediyorum ben! 13.cü ve görmezden gelinen bir gezegen mi var?

Zaten bu düzenin tarihin bi yerinde bozulduğu belli ki, hafta yedi gündür ve gayet normal olarak ay 28 gün olsa onun dörtte biri alınmıştır. Yani bi hafta çeyrek AYdır. Velakin gregoryen takviminde bu hesap şaşar! Allah şaşırtmasın :)))

Gregoryen takvimi nedir?

Güneş yılını esas alan ve temeli eski mısırlılar’a dayanan takvimdir. iyonlar ve yunanlılar kanalıyla batıya aktarılmıştır. romalılar sezar zamanında julyen takvimi olarak düzenlemiş ve kullanmışlardır. yeniçağda papa 13. gregory tarafından yeniden yapılan düzenlemelerle gregoryan/gregorian takvimi olarak anılmıştır. günümüzde ise miladi takvim denilmektedir.isa’nın doğuşunu (sıfır) kronolojinin başlangıcı olarak kabul eder. türkiye’de 1926’da kullanılmaya başlanmıştır.

İşin Mısırlılardan (oraya da Sümerden geldi besbelli) gelmesi zaten yeterince işkillendirici (RA veya Marduk), üzerine bir de düzenlemeye ismini veren Papanın 13. cü Gregory olması evlere şenlik bi durum!

Bir üçüncü ve en muhtemel olasılık da, bu takvimin ilk kurgulandığı zamanlarda AY diye bi uydumuz olmayabileceğidir! AY hala menşei itibariyle ikirciklidir, örneğin bi casus uydusu olması ihtimaller arasındadır. Doğal yollardan o büyüklükte bir cismim dünyaya uydu olarak yakalanması pek çok yerde şaşırtıcı bulunuyor. Ayrıca aya sadece bir kez gidilmiş olması, şu ana kadar orada bir Manhattan oluşturulmamış, tatil paketleri arasında yer almamış olması da bu ihtimali hep gidiklamaktadır bence.

Aya 66 yıllında gidildi(güya) ve o günden beri ay konusu br daha asla ağıza alınmadı. Amerika Rusya belki de sadece bu konuda fikir birliğine varmış gibi görünüyorlar. Bu konu tamamen tabu oldu!

Ay döngüsü gezegenimizdeki sular ve kadınlarla ilgili, dişi bir simgedir. Yani bu uyduruk takvimde onun adı var işlevi yok diyebilir miyiz?

3 Yorumlar

  1. Aycan says:

    (AY hala menşei itibariyle ikirciklidir, örneğin bi casus uydusu olması ihtimaller arasındadır.) diyorsanız işlevi vardır da size çalışmıyordur demek daha doğru olmaz mı. Hiçbir işlevi yoksa bile şarkılar, şiirler, romanlar ve filmlere esin kaynağıdır kanaatimce.
    Güzel bir yazı. Teşekkürler.

    1. says:

      Şüphesiz AY’ın işlevi var ben olayı kullandığımız takvim açısından irdelemeye çalışmıştım. Siz merak etmiyor musunuz? Gregoryen Takvim hem AY’ın adını alıyor ama hem periyodunu(işlevini) reddediyor?

  2. says:

    Bu arada benden başkaları da bu konuya kafa yormuş meğerse :)))
    Argüelles’e göre, “kaidesiz 12 – aylik [Gregorian] takvimi ve suni, mekanize
    60 – dakikalik saat” insanin faaliyetlerini suni olarak düzenleyen bir yapidir
    ve dogal “senkronik düzene” uyum saglamaz. Gregorian takviminin terk
    edilmesini ve “insan irkinin zihnini tekrar düzeltebilmesi için, mükemmel
    uyumlu takviminin uyarlanmasiyla insan irkinin rotasina geri dönmesi” için,
    yerine Argüelles’in 13 – aylik takviminin getirilmesini önerir.

Sibel için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir