Mars iyi de ya AY?

Mars’a gitmenin sık sık konu edildiği şu günlerde AY’dan neden hiç bahsedilmiyor?
*Resmi cevap soğuk savaş sonrası Nasa bütçesi çok kısıldı ve ayda da cazip bişey yok masraf anlamsız, amerikan halkı bu bütçenin ayrılmasını istemiyor.
*Gayrı resmi cevap,aya sayısız kere gidiliyor ve orada neler yapıldığını Allah bilir. tabi bazı yüksek merciler de biliyor. Ay’da hem Dünyalılara ait hem de Alien’lere ait inceleme laboratuvarları bulunuyor ve bunların halka açıklanmaması karşılığında Alienler’den bazı teknik bilgiler alınıyor, son yirmi senede dünyada bu anlamda resmen teknik bilgi patlaması yaşanyor deniyor.
*Bu arada bazı septiklere göre zaten aya hiç gidilmedi!.
Gelelim Aya gidilmezken Marsa gidilmesi nasıl söz konusu oluyor sorusuna. Artık bu olası yolculukların maliyetlerini devletler karşılamayacak, küresel çapta büyük şirketler bu uçuşları kendi adlarına yapacaklar ve olası kolonilerin bizzat sahibi olacaklar. sa
Sizler de fikirlerinizi yazarsanız sevinirim.
*
Biraz da küçük notlar:
Önem sıramızı belirlemek hayatidir.
Sınırlı bir ömre sahip olduğumuz bir gerçeklikte yaşarken aksi nasıl mümkün olur ki zaten?
*

Günlükten-2009
Yüksek ateşlerde bilincimi kaybetmediğim için çok ilginç gözlemlerim oluyor. (doğduğumdan beri sayısı belirsiz çok yüksek ateşim oldu)
Herneyse, ateşin etkisi ya da bilmediğim bişey sonucu erk artışı olmuşsa ben de hep sözünü ettiğimiz bu şeyin belki de ucundan azıcığını yaşamış biri olarak deneyimime daha dikkatlice bakmaya karar verdim… Yaşadıklarımı tekrar gözden geçirdiğimde şunu fark ettim:

O haldeyken, şeylere nüfuz etme, bağlantıları apaçık görme durumu vardı ve buna müthiş bir sevinç duygusu eşlik ediyordu. Sanki bu sevinçle sarhoştum. Baktığım şeyin adeta ciğerini görüyordum, komik değil mi? 

Fevkalade tatmin edici bir “görme” hissi. Ama bunu aktaracak vakit yoktu, çünkü her şey dile gelmişti sanki. Şimdi değerlendirince o halin bir “dalga” ile seyahat anlamını çağrıştırdığını anlıyorum.
Peki dedim normal halimde aynı şeyleri görmez miydim, evet bu detayların çoğunu görmezdim ancak “sezerdim”, bu sebeple yine aynı sonuçlara varırdım. Ne çare ki bunu kanıtlamam veya açık olmam istenirse başarılı olamazdım üstelik böyle bir duruma düşürülmek de hoşuma gitmezdi. (açıkla, rasyonalize et, bu sonuca nerden vardın! gibi).

Sezgi’nin düşük erk durumunda devrede olan bir sistem olduğunu fark etmek bana şu an oldukça ilginç geliyor. Çünkü yüksek erk bölgesinde ona gerek yok her şey ayan beyan açık ve fakat onları aktarmak için vaktiniz yok, dalgadan inerseniz çökmüş oluyorsunuz.
O zaman (sesli olarak düşünüyorum), sezgi, benim sürekli yüksek erk taşıyan bi tarafımdan belki de çiftimden, ya da yüksek benliğimden sufle edilen bilgiler olabilir mi?

*

2004 yılında çok canlı ve etkileyici bir vizyon görmüştüm, bi kaç kere çevremdeki arkadaşlarla paylaştım. Vizyonun bi bölümü daha önce hiç duymadığım bişeydi, o sebeple şaşırdım ve fakat pek takılmadım, şöyle ki güneşe gittim, uçarak evet 🙂 Komik değil mi? Ve ne gördüm? Güneş bir yansıtıcıdan ibaretti. Yani ateşi ve ısısı yoktu, “başka bişeyi yansıtan dev bi ayna” gibiydi. Aslında ben şimdi yanıp kül olacağım, buraya kadarmış diye düşündüğüm an bu ilginç durumla karşılaştım, ölmediğim konusunu irdelemeye fırsat kalmadı çünkü çok uzaklarda müthiş bir nebula gördüm , güzelliği beni çekiyordu, o yöne akarken vizyon bitti. Ben de bu şaşırtıcı vizyonla ilgili bi şiirimsi yazdım ve unuttum. Tabi bi şeyi tamamen unutmuyor insan, sadece erişimini ince bi hatta tutup salıvermiş oluyorsunuz. Onu refere eden ilk şeyde adeta alarm çalmış gibi geri dönüyor. Bakalım ne olacak 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir