Kutupluluk Oyunu

Pozitif ve negatifin; hareketi yani deneyim alanı açmanın bizim güneş sistemimizde kabul edilmiş bir tekamül yolu olduğunu ve bu kutupluluk fizik kuralının sadece madde alanında değil tüm soyut ve somut alanlarda nasıl çalıştığını anlamak, biz insan ırkının başlıca eğitimi olmalıydı. Hiç bir şey için geç sayılmaz, her an radikal bir kararla bu formulü gerçekten anlamaya yönelebiliriz.
10 yıl önce yazdığım BKÖ kitabında iç içe oyunların bu formül altında nasıl işlediğini dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. O zamanlar sırf OYUN kelimesini kullandığım için bile söylediklerimi çok kişi ciddiye almadı, oysa oyun yerine hologram kelimesini kullansaydım belki daha ilgi çekici olacaktı fakat bunu tercih etmedim çünkü daha süslü ve modern bi kelime olmasına karşın oyunun döngü içeriklerini anla-t-mayı sağlayamıyordu bana göre.
Sebep?
İnsanlar mutlak gerçeğin peşine düşme vizyonu edindikleri için, ister oyun isterse hologram onları kesmiyor 🙂 Oysa oyunların kutupluluğu anlaşılmadan/yaşanıp görülmeden tamamlanmış bir bölgeye geçmek imkansız. Bunun için birilerinin ölümde sizi sorguya çekmesi gerekmiyor, her şekilde fizik beden içindeyken veya onu kaybettiğinizde her şekilde bu fizik bir yetidir.Kutupluluğun gerçek manası hücrelere sinmeden bunun ötesine ait başka bir alana geçebilmek mümkün değil.

Soru: Bütün insanlık deneyimlerini hazmetmek gerekiyor yani. İşkence, katliam, tecavüz vb… ?

Aynen. Bunun için en iyi yol her şeyi içeren sonsuz potansiyeli paylaştığımız gerçeği üzerine tefekkür etmektir. Bilgi, ancak birinci elden deneyerek elde edilir. İkinci elden dinlediklerimiz, okuyup seyrettiklerimiz ancak o deneyim daha önce AN/KAN bileşimimizde varsa hatırlayabileceğimiz bi şeydir.

Ayrıca, 3B hayat oyununun tıpkı BAK oyunu gibi bir rol alıp gereği yerine geldikten sonra o rolden çıkışımız şeklinde olabileceği üzerine de tefekkür etmek yararlı olacaktır.

Bir de şöyle sorabiliriz kendimize: “Sen hiç tecavüz ettin mi? Birine işkence ettin mi? Bir katliama ortaklık ettin mi, buna yol açacak bi talimat verdin mi, oy kullandın mı, tavsiye ettin mi?

Belki birini yaptın ya da hiçbirini yapmadın. Düşün bakalım; yapabilirdin bunu çok istemiştin de seni bi ahlak kuralı mı durdurdu? Birine gerçekten elektirik verebilir misin, bunu seyredebilir misin? Cevapları bunu okuyan herkes kendi için versin. Biz bu tür bize yanlış gelen uygulamaları fizik ortamda maddi konularda düşünürüz hep, oysa bu edimleri sadece madde bazında değil bir de duygu gerçekliğinde, bir de mental gercekliğinizde yapmış olabilirlliğinizi de sorun kendinize, herhangi bir yaşınızda belki altı yaşındayken. Kimbilir… Belki halen devam  ettirdiklerimiz vardır. Eğer suça minik de olsa iştirak etmiş olduğumuz küçücük bi anımızı bile hatırlasak, tüm yargılamalarımız anında düşer. Dava düşer. Mahkeme hepimizi beraat ettirir. 🙂

**

Lao tzu şöyle der: ” Bir ikiyi meydana getirir, iki üçü meydana getirir ve üç bütün şeyleri meydana getirir.
Şöyle anılıyorum:
Bir- Kendinin farkında olmayan
İki- Bir kendinden ikiye yansıyanı ve ondan kendisine dönen aksi sedayı görür ve kendini bilir.
üç: Sonra ikiyi bilir ve bu bilişten bi çocuk doğar:sentez. Diğer her şey sentezdir artık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir