Kutsal Miras

sand-paintingNavajo kum resimlerinde toprak ana ve gök babanın yeşil hatta buluşmaları, barışın ve mutluluğun sembolü (özellikle yılan sembolü ile gösterildiği kum resminde)
Hem şamanlıkta hem de analitik psikolojide bu birleşme, içte ve dışta bir bütünlük durumunu temsil eder. Bizler baba ve ana arasındaki ORTA dünyada yaşıyoruz. Toprak ananın altında ölüler diyarı ve Gök babanın üstünde ruhlar dünyası vardır.
Navajoların güneşi her zaman turkuvaz rengiyle göstermeleri de ilginçtir ve bence Lemuryan Huna bilgeliğinden oraya aktarıldığının kanıtlarından biridir ( Maui/mavi) Yılan imgesinin de büyük bir büyüsü vardır, bu imge şifacılığı ve zehirlenmeleri temsil eder, tanrıçanın arkadaşı olarak aşağılarda yaşar, onun soğukkanlı, insani olmayan yönüyle bilinçaltını temsil ettiği söylenebilir.
Hem şamanlar hem de analistler yaralanmış şifacılardır.
-Kutsal miras/Şamanlık ve Jung Psikolojisi-
Psikoterapi sanatı ve uygulaması ilk ortaya çıktığı zaman bin yıllık şamanlık tarihiyle karşılaştırılmıştır. Analitik Psikolojinin kurucusu Jung, en derin şifacılık kavramlarının şamanlıkla pek çok ortak yönü olduğunu kavramıştır. Jung görünüşteki farklılıklarına rağmen hem şamanlığın hem de analitik psikolojinin, psişenin gelişmesi (bireyselleşme) ve şifa bulması üstüne odaklandığını anlamıştır. Bazı terapistler bu çalışmadan esinlenerek hastalarını tedavi etme yollarını geliştirmek ve hatta yeniden belirlemek için şamanlığı incelemeyi sürdürdüler.
2016-01-30 10.09.45
Ebedi gerçekler, mekanik olarak nakledilemezler, her çağda, insanın psişesinden yeniden doğması gerekir. der Jung ve bu da bedava kazanılmaz, her birey buna ulaşmak için kendisi çabalamalıdır. Bir zamanlar değeri olan eski formüllere yeniden güç kazandırılamaz. Kişi onları kendi yaşamından yeniden damıtarak sadece kendine özgü bir ifade şekliyle dışarı atmalıdır. İşte o zaman Don Juan’ın dediği gibi, ölünce kartal tarafından yutulmazsınız çünkü zaten onun ilgilendiği şeyi daha yaşarken ona sundunuz ve artık ölünce boşsunuz, nötr oldunuz, neden artık sizinle ilgilensin ki Kartal. Özgürlüğe böyle ulaşılır.
İbn’i Arabi’ye göre imgelem, kişinin aradaki bir gerçekliği, aynı zamanda ruhların ve ilahi tezahürlerin alemi olan imgesel alemi deneyimlemesine izin veren bir algı türüdür. Üstelik O imgelemin, Tanrının yaratıcı edimi gibi, yaratıcı bir edim olduğuna da inanıyordu.
2016-02-05 10.23.39
Dr Arthur D.Colman, kendi acı verici yolculuğunu anlatırken cerrahlar ve şamanlar arasındaki benzerliklere dikkat çekiyor; şaman türündeki tüm şifacılar, gerçeği söyleyerek merhametsizce (öyle görünebilir belki ancak CC terminolojisindeki acımasızlık ilkesidir aslında bu) konunun özüne kadar iner.
Kişinin yararı uğruna, söylenmesi ya da yapılması zaruri olanın, herhangi bir toplumsal, ahlaki ya da kişisel çekinceye, olası risklere rağmen ortaya konulmasıdır buişlem. Castaneda bilgisinde kısaca “anda gerekeni yapmak olarak” yer bulur. Bunun kökeninde şamanın bir görücü olması yatar, yani standart insanlar gibi hipnoz altında değildir ve bunu yapması ondan beklenir.
o halde “Hastaya gerçek söylendiğinde, söz şok yaratıyor… zihin bir an susuyor…işte o anda yaşama dönme, sağlığa kavuşma dürtüsü hastaya iyi gelebiliyor…ondan da gerçekler yüze söylenmiş olamaz mı?” diyebiliriz pekala; ancak sıradan insanın gerçekleri çoğunlukla hipnozludur. Dr whitmont bu konuyu güzel işlemiş. Cerrahlar konularıyla ilgili olarak hipnozdan soyutlanmıştır, öyle eğitilirler çünkü ölümle yarışıyorlar tıpkı şamanlar gibi, ölümü en büyük danışman olarak alırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir