Kuralları, yeri geldiğinde yıkmak için, iyi öğrenin. S.Atasoy
Bir çok insan kuralları onlara hep uymak gerektiğini sanarak öğrenir. Bazıları da kuralların anlamsız olduğunu düşünerek onları öğrenmeye ayak direr. Bence ikisi de aynı kapıya çıkar; sonsuz oyunlara hapis!
BKÖ’de söylenildiği gibi:
Anlam, nehri geçerken üzerine bastığınız her bir taş gibidir.
O yalnızca üstüne basmak içindir, yapışıp kalmak için değil.
Basın ve sekin!…
Bütün bunlar boşluğa basamak dizmekten başka bişey değil 🙂 Ve fakat bu gereklidir, Tonali iyi bilmeyenin Nagual’de şansı olmaz. Bütün bunları %100 emin olarak söylüyorum; çünkü doğayı taklit ediyorum.
Kuralları aşılması gereken bir devre olarak agılamak gerekir.
Yani kurallar aşılacak ve kuralsız bir yaşama mı geçilecek sence?
Bir bilge için kurallar pek fazla önemli değildir. Onların içlerinde kedilerine özgü kurallar vardır, ne kadar açık seçik söylenmese de bu kurallar. Bu “içe dönüklük” belki de dışardan kuralsız algılanabilir, cünkü herkes pek anlam veremeyebilir. Ama yine de bunlar “yazılı kurallar” ile örtüşmez. Bu yazılı kurallar sadece kendi kendine düşünemeyenler içindir, veya kendi kendine düşenmeye zaman bulamayanlar içindir.
Her iki durum da gereklidir. “Kuralsızlar” milleti ileri götürdükleri için, kuralcılar ise mevcut olan şeyleri korumak için.
Evet kaos&düzen dengesi. Ne demek istediğini anlıyor olsam da biraz açıklık kazandırmak için, “kuralsızlar” ileri götürüyor tespitini biraz daraltmak istiyorum. Kuralsızlar değil, “gerektiğinde” kuralları aşabilenler, dünyadaki gelişmeye büyük katkı sunarlar.
buradaki “kurallar” kelimesini, bilinen anlamının dışında, “evrensel yasalar” olarak da düşünebilir miyiz?
Sibel,
aynı grüşteyiz. Katılıyorum…
Selamlarla
“Evrensel yasalar” tam olarak nedir bilemiyorum fakat ben dünya oyunundan bahsediyordum 🙂
“Evrensel yasalar” bana Hegel’i anımsatıyor. Ne kadar anlamaya çalışmış olsam da anlayamadım.
dünya oyununun kurallarını gündelik dilde evrensel yasalar şeklinde dillendirdiğimizi sanıyorum..bu anlamda sorumun da yanıtını almış oldum.tşk:)
Aslında Kurallar içinde yaşamak oyunun içinde olmak demektir.
Oyunda olunmak istenmiyorsa kuralsız yaşamak gerekir.
Kuralsız yaşamak D.Bohm un deyimiyle çok yüksek seviyelerdeki kurallar içinde yaşamak demektir.
Bohm bunu kaos teorisi için söylemişti.
Sevgilerle.
Merhaba, ben oyunların birbirini kapsadığını düşünüyorum. Fizikten örnek vermişsiniz ben de devam edeyim; görecelik kanunu bulunduğunda ve sonrasında kuantum kuramı oluştuğunda newton kanunları yok olmadı, onları yine kullanmaya devam ediyoruz. Bundan sonra takyon kuralları bulunursa o da (sanırım) öncekileri kapsayacak. Yani bütün derecelerdeki oyunlar kuralların korunmasına bağlıdır ve aynı zamanda kuralları yeri geldiğinde yok sayılması gerekir.
Tabiki büyük ölçekte bakıldığı zaman herşey bütünü oluşturuyor ve birbirini kapsıyor.
Oyunlar mükemmel hale gelene kadar döngüler halinde
devamlı tekrarlanıyor ve sonucunda bir üst düzeye geçiyor.
Yukardada önce newton kuralları bulundu sonra bu kuralların
yüksek hızlarda çalışmadığı görüldü oyunu mükemmelleştirmek için özel ve genel rölative kuralları
eklendi ve oyunu dahada ilerletmek için kuantum eklendi bu
dahada devam edecek taki oyunun sonuna kadar.
Burda dikkat edilecek tek şey hepsinin birbiriyle uyumlu
olmasıdır.Uyumlu olmayan döngüler tekrarlanır.
Oyunu anlayan çok çok nadir kişilerden biri olarak siz zaten bunları biliyorsunuzdur.
Sevgilerle.
olması gerekmektedir.
Oyunu anlamaya çalışmak için büyük
Bahsedilin >>kuralsizligin<>ic kurallari<>kurallar<< disa göre kuralsiz görünebilir, ama kisinin kendisi ile daha uyumludur. Kista alinmasi gereken nokta insanin kendi kendini asla görememesidir, bu nedenle onun aynaya ihtiyaci olmasidir. Insan kendini anlamak icin ilk önce disari bakar ve disardaki kurallari anlamaya calisir. Disardaki kurallar onun icin sadece referans olustururlar, hani kiyi yakinlarrinda seyreden gemilerin deniz fenerlerini referans almalari gibi. Kiyidan uzaklasan gemilere fener gerekli degildir artik. Onun kendine özgü kurallari vardir.
[…] https://sibelatasoy.com/?p=2037 […]