Kuantum Benlik

Kuantum Benlik

Konferans-sohbet dizisi – Süre: iki ila dört saat

 

İçerik:

 

  1. Bilimin Kesinsizliği

Nobel ödüllü fizikçi ve aynı zamanda büyük bir eğitimci Richard.P. Feynman’ın “bilimin kesinsizliği” konferansından alıntılar. Gerçek bilimsel bakışın yerli yerine oturtulması.

 

  1. Kuantuma giden yol

2.a) Tarihçe

Newton klasik fiziğinden Einstein’ın görecelik kuramına nasıl geçtik? Ve daha sonra Kara nesne radyasyonu ile uğraşmakta olan Max Planck, yeni radyasyon yasasının temelini anlamaya çalışırken “sırf  bir umutsuzluk yasası” diye nitelendirdiği kuantumun ilk temelini buldu: Enerji değişimi sürekli değil, kesintiliydi.

1905 yılında Zürih’te doktorasını aldığında Einstein, Annalen Der Physik cilt 17 de yayımladığı üç yazıyla bilimsel tarihin gidişini değiştirdi ve yalnızca 27 yaşındaydı.

Fizikçilerin Tanrısı evrensel düzendir.

Determinist olmama hali, kuantum TEKİNSİZLİĞİnin ilk örneğidir diyor H.Pagels.

Bu, bilinemeyecek ve kestirilemeyecek fiziksel olayların varlığı anlamına geliyor. Kuantum teorisinin determinist olmaması, neyin bilinebilir, neyin bilinemez olduğu konusunda bir ilke sorunudur, bir deney tekniği değildir.

 

2.b) . Kuantum şu ana kadarki en büyük kavramsal meydan okumadır.

 

Donah Zohar’ın bakışı ile kuantumu anlamaya çalışacağımız bu bölümde, yüzyıllardır toplumumuza bir veba gibi bulaşmş yabancılaşmanın nedenleri, klasik fizik ve ortodoks bakış açısı, varoluş ve benzetme düzeyinde, nerdeyse günlük yaşamın deneyimlerine uygulanabilecek kadar zengin kuantum fiziği felsefesi üzerinde duracağız.

 

2.c) En belirgin kuantum kavramları

 

Elektron, dalga paketi, dalga ve parçacık, Belirsizlik İlkesi, Tamamlayıcılık prensibi, Kayıp olasılıklar, Sanal geçişler, zilli kız örneği, Schrödinger’in  Kedisi, bağlamsallık (durum içindeki hakikat), Gözlemci, Bose-Einstein Yoğunluğu…

 

  1. Her Şeyin Teorisi

 

“Entegral bir bakış” ya da Her şeyin Teorisi; maddeyi, bedeni, zihni can’ı ve ruhu benlikte, kültürde ve doğada ortaya çıktıkları şekilde dahil etmeye çalışır: Kapsamlı, dengeli olmaya çalışan, bilimi sanatı ve ahlakı kapsayan bir bakış. Fizikten spiritüelliğe, biyolojiden estetiğe, sosyolojiden dua etmeye kadar disiplinleri eşit ölçüde içeren Ken Wilber’in muazzam teorisini ana hatlarıyla açılımlayacağız.

 

 

Sibel Atasoy hakkında bikaç şey:

 

İstanbul’da doğdu, ortaöğretim ve üniversite yıllarında Anadolu’nun pek çok yerinde bulundu. Uzun süre büyük şirketlerde üst yönetimde görev yaptı. Sonra aniden kariyerini bıraktı ve Fethiye’de bir adada yaşamaya gitti. Yedi yılın sonunda, ilk kitabı Sırıtkan Kırmızı Ay‘ı orada yazdı. 2000 yılında İstanbul’a döndükten sonra eğitmenlik ve danışmanlık işlerinin yanısıra, bir film şirketinin genel koordinatörlüğünü yaptı. Neredeyse bir fenomene dönüşen “7 Numara” dizisi bu güzel takım çalışmasının bir ürünüydü. Bu arada fantastik ve gerilim dalında yeni yazarları desteklemek üzere kurulan Xasiork Ölümsüz Öyküler Kulübü’nün oluşumunda kurucu ortaklık yaptı. Gençlerin hayal dünyasını öğrenmemize vesile olacak pek çok toplantı, yarışmanın yanı sıra onların öykü ve romanlarını yayımlayan ilk girişimci oldu.

2002 yılında ikinci kitabı Venüs Bağlantısı yayımlandı.

Üçüncü kitabı “Bir Kadını Öldürmek” Altın Kitaplar Yayımevinden Haziran 2005 de çıkan yazarın, çok sayıda deneme yazısı, felsefi şiirler ve öyküleri var.

Son kitabı Sır Mısır, yine Altın Kitaplardan Nisan 2008 tarihi itibariyle yayımlanmıştır.

Rüya konusunda son on yıldır çalışmalar yapan Atasoy, pek çok kişinin rüya görüşmecisi olmasına katkıda bulundu.

Ayrıca, evrenin oluşumuna ilişkin bir kuram geliştirdi, OYUN kuramı olarak adlandırılan bu çalışmaya Bir kadını Öldürmek kitabı içinde geniş ölçüde yer verilmiştir.

Halen İstanbul’da yaşıyor ve bir oğlu var.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir