Kozmik İplikler

Zamanda geriye ve ileriye nasıl yolculuk yapabileceğimizin bir başka teorisi, 1991’de Princeton fizikçisi J. Richard Gott tarafından önerilen kozmik iplikler fikrini kullanır. Bunlar – isimlerin öne sürdüğü gibi – bazı bilim adamlarının erken evrende oluştuklarına inandıkları ipliğe benzer nesnelerdir. Bu iplikler evrenin tüm uzunluğu boyunca dizilebilir ve yoğun basınç altındadırlar – milyonlarca ton. 
Atomdan daha ince olan bu kozmik iplikler yakınından geçtikleri herhangi bir nesneye muazzam miktarda yerçekimi çekiş etkisi üretebilirler. Kozmik bir ipliğe bağlanmış nesneler inanılmaz hızlarda yolculuk yapabilir ve yerçekimi kuvvetleri uzayzamanı büktüğü (çarpıttığı) için, zaman yolculuğu için kullanılabilirler. İki kozmik ipliği bir araya çekerek veya bir ipliği bir kara deliğin yakınına çekerek kapalı zaman – benzeri eğriler yaratmak için uzayzamanı yeteri kadar eğriltmek mümkün olabilir. 
Bir uzay gemisi kendisini geçmişe sevketmesi için iki kozmik iplik veya iplik ve kara delik tarafından üretilen çekimi kullanarak bir zaman makinesine dönüştürülebilir. Bunu yapmak için, kozmik ipliklerin etrafında döngü yapacaktır. Ancak, bu ipliklerin var olup olmadıkları ve eğer var iseler hangi formda oldukları ile ilgili hala çok fazla spekülasyon vardır. Gott’ın kendisi, zamanda bir yıl bile geri gitmek için, tüm galaksinin kütle – enerjisinin yarısını içeren bir iplik döngüsü gerekeceğini söyledi. Ve herhangi bir zaman makinesi ile olduğu gibi, zaman makinesinin yaratıldığı zamandaki noktadan daha uzağa geri gidemezsiniz. 

Kaynak: National Geographic News (2005) by Stefan Lovgren
Çeviri: Saffet Güler

İplikçikler, düğüm, ağ örüntüsü, ipeksi uzantılar… Bu kelimeleri ne kadar çok kullandığımı hatırlattı bana.

Bu arada bir de Don Juan’ın anlattığı yayılım bantları var:

“Kartalın yayılımları her zaman demetlerle gruplanır. Eski görücüler bu demetlere büyük yayılım bantları derdi. Örneğin, organik varlıklar üreten ölçülemez bir demet vardır. Bu organik bandın yayılımları bir çeşit tüy gibidir. Saydamdırlar ve kendilerine has bir ışıkları, garip bir erkeleri vardır. Farkındadırlar, zıplarlar. Bu yüzden tüm organik varlıklar kendilerini tüketen garip bir erkeyle doludur. Diğer bantlar daha koyudur ve daha az tüy gibidir. Bazılarının hiç ışığı yoktur ama bi matlık niteliği vardır.”

 Bantların sayısı hakkında “sonsuzluk kadar çok” der Don Juan.

Eski görücüler, dünyada 48 bant bulgulamışlardır. Yani bu dünya üzerinde 48 örgütlenme türü, 48 demet ya da 48 yapı türü var demektir.. Organik hayat bunlardan yalnızca biridir.

Bu bantlardan 40 tanesi farkındalığı olmayan balon üretirler. “Yalnızca örgütlenme işini çevirir bu bantlar” der Don Juan. Organik hayat üreten bandın dışında 7 tanesi organik olmayan farkındalık balonu üreten bantlardır. Castaneda’dan, bu bantları ağaç gibi düşünmesini ister Don Juan. Hepsi yayılımla dolu kaplar üretirler ancak sekiz ağacın meyvesi yenebilir. Bu meyveler farkındalık balonlarıdır. Yedisinin meyvesi ekşidir ama yenebilir. Bir tanesinin de meyvesi en sulu, en ağza layık olandır. (Bu insan bandı oluyor!)

Bu 8 bandın farkındalık üretmesini sağlayan şey ise bu bantlar boyunca yer alan üç dev yayılım destesidir. Bu desteler görücülere renk hissi verirmiş. Demetlerden biri pembe-bej hissi verirken, diğeri şeftali rengi olma hissi verirmiş. Üçüncü demetse berrak, bal gibi, kehribar rengi olma hissi verirmiş.

Birleşim noktası için Bakınız: https://sibelatasoy.com/?p=900

2 Yorumlar

  1. nil says:

    onun içinmi bazı düşünceler (orb’lar) gelip yapışıp kalıyor, sulu meyvenin tadını alıyor?..

    1. says:

      Gayet akla yakın görünüyor 🙂

Sibel için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir