Categories: Blog

Kendini ve Başkalarını yargılamayı

Kendini ve başkalarını yargılamayı bıraktığın ölçüde özgürleşirsin.

sa

Dün gece yattığımda içimde dönüp durdu bu cümle. Hatta aslında ingilizcesi özellikle “Judgement” kelimesi defalarca tekrar etti. Öyle ki, az önce uyandığımda hala bunu hatırlayabildim.

Neden yargılarız peki? Daha iyisini bildiğimizi varsayarız. En basit karşılığı bence bu. Kendimize karşı bile daha iyi bildiğimizi varsayarız ve aslında bu durum zihnimizin patronluk taslaması değil midir? Çünkü daha iyi bildiğini iddia eden özümüz/bilincimiz/ruhumuz olsa idi zaten onu yapmış olacakken yapamadığımıza göre bu yargılamayı gerçekleştiren zihnimiz olmalı diye düşünüyorum.

Bu varsayımın altına yerleştirilmiş olan “mükemmel olma isteği” ya da gereğini de görebiliyorum. Mükemmelin; büyük oranda tek tanrılı dinler tarafından vaazedilmiş olduğunu sanıyorum. Bu tarihten önce insanlar yargılamayı biliyorlar mıydı meraktayım?

Şüphesiz, bir başkasının yaptığını beğenmiyor olabilirdi insan, kendine zarar vermiş olabilirdi, o zaman insan kendini korumak için gerekeni yapıyordu hatta belki o beğenmediği varlığı öldürüyordu (yapabiliyorsa), vahşi batı filmlerinde (kovboy filmleri) bunun nasıl bir refleks olduğunu aşağı yukarı biliyoruz. İyice gerilere gidersek, kabile yaşantısında doğanın gücü ve saygınlığı karşısında usturuplu davranmak var. Demek ki “yaptırım gücü” sessiz doğadan alınıp, gür sesli bir tanrıya verildiğinde, mükemmeleşme gereği zihinlerimize sızmaya başlamış. Bu durumda gereğini yapmayı bırakıp yargılamaya başlamışız; çünkü gördüğüm kadarı ile yargılamanın en etkili ve en hastalıklı sonuçlara vardıran şekli içten içe yapılandır. Yargılama, elimizi kolumuzu bağladı, kendi kendimizi bir kapana kıstırdık ve sonra özgür olmaktan bahsetmeye başladık! Her zaman söylediğim gibi bi şeyin lafı sık sık edilmeye başladı mı o şeyin aslında olmadığını anlayabiliriz.

Özgürlük çığlıkları, aslında onu tamamen kaybettiğimizin resmidir bence. Sırf insanlar içlerinden geldiği gibi yaşıyorlar ve bazen birbirlerini öldürüyorlar diye “mükemmeli vaazedip” başımıza getirdiğimize bakın! Ölümler mi engellendi? Kavgalar mı bitti?

Çok yanlış yapmışız diyerek ben de bir yargılama koyayım, nasıl olsa refleks olmuş!

Sibel

Share
Published by
Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago