Yoğunlaşmak, diğer her şeyi dışarda bırakarak bir nesneye, sembole veya bir deneyime odaklanmak ve dikkati onun üzerinde tutmak için gerekli olan enerjiyi kullanmaktır. Yoğunlaşma gücümüzü geliştirdikçe zihinsel gevezeliğin arka plandaki sesini azaltırız hatta zamanla susturabiliriz.
Sıkıntı ise yoğunlaşamamanın bir belirtisi olarak karşımıza gelir. Sıkıldığımızda en başta kendimizden sıkılıyoruzdur. Zen pratiklerinde DO ismi ile bilinen eylemlerin ardındaki düşünce; kendimizle bir karşılaşma yaratmaktır. Herhangi bir şeyi (resim yapmak, bahçe işi, yemek pişirmek vs) tam bir yoğunlaşmayla yapma girişiminde bulunduğumuzda, hayatlarımızda olmadığımız yerlerde, almadığımız tatlarda, bütün yerlerin farkına varırız. Tuhaf olan tutarlı bir yoğunlaşmış çaba, yumuşak bir zahmetsizlik ve kendiliğindenlik getirir. Bu odaklanma önce yüksek bir enerji gerektirir, zamanla bu doğal hale gelir. Yoğunlaşmak için enerji harcamayı başaramayanlar, yaptığı işin kendisi haline dönüşenlerin yaşadığı kolaylığı bilemezler.

Bu yoğunlaşmanın ya da odaklanmanın bir üst boyutu birleşen yoğunlaşma olarak adlandırılabilir. Birleşen yoğunlaşmada benlik farkındalığı yoktur, o bizi andaki deneyimin içine götürürken, aynı zamanda özne-nesne ilişkisindeki ayrılığı da ortadan kaldırır.
İçine çeken veya birleştiren yoğunlaşma, ilgili nesne, deneyim veya olay tarafından öylesine tamamen emilmektir ki bütün zaman, mekan ve benlik duygusu kaybolur. Biçimi aşıp, öze veya Tao’ya geçeriz.

Daha önce urban şaman konseptinde dile getirdiğimiz groklamak eyleminin temeli de budur.

Sanırım aşk ile erimenin esa-n-sı da budur. O şey tarafından emilirsiniz.

Toltek bilgeliğinde de buna benzer bir yöntem kullanılıyordu. Nagual, bir şey yapmaya başlamadan önce onu yüksek sesle havaya doğru söyler ve bekler. Hatta beklemeden bekler boşluğun devreye girmesi için öylece durur. Ve sonra birden o işin en keyifli, en kestirme, en güzel oluşu akmaya başlar. Bizim yıllardan beri uygulamakta olduğumuz BAK- Birleşik Alan Kullanımı da aynı sistematikle çalışmaktadır.

Bir kere iç görü, sezgi uyandı mı o zaman kalıpların arkasında saklanan boşluk kendi kendine meydana çıkar. Her şeyi, özü, esası boşluk olan kendiliğinden gerçeği görmeye başlarız.

Bir Estonya deyişi “iş nasıl yapılacağını size öğretir” der.

Kun-yin şöyle demiş:
Eğer içinizdeki şeyler kaskatı değilse
Dışardaki şeyler kendilerini açığa çıkarırlar.

Aloha

 

Sibel

Recent Posts

fibromiyalji dünyada ne zaman başladı?

Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…

2 ay ago

Urban Shaman – şehir şamanı ders notları 1

4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman  araştırmacısı, kendisi bir şaman…

2 ay ago

Sibel Atasoy kimdir sorusuna cevap bulmak!

Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…

1 yıl ago

Açken Diplama işe yaramaz

#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…

1 yıl ago

Asimov, bir zaman yolcusu muydu?

Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…

1 yıl ago

Dogonlar ve SİRİUS Yıldızı -3

önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…

1 yıl ago