Öğretmen ve öğrenci birbirine muhtaçtır. İnsan aldığını derhal vermelidir, ancak bu şekilde daha fazlasını alabilir. Aksi halde kendisine verilmiş olanda ondan alınacaktır.
Ve bu bi yerlerde bağdaş kurmuş oturup bu hatayı yapmanı bekleyen tanrının bi cezası değildir! Fizik kuralıdır, doğaldır ve şefkattendir 🙂
Bireysel iradene, seçimlerine duyulan sonsuz saygıdan ve merhamettendir.
**
Erkeklerinin (oğlun,kocan,kardeşin vs) senden iyi olmalarını bekleme ve onlarla anlamsız yarışlara da girme! Babalarından iyi bir adam olmaları evrim için yeterli şartı sağlar.
**
Beni bu kadar çok sevmeseydin, kendimden bu ölçüde bıkmazdım! Ve eğer bıkamasaydım, başka olmaya, değişmeye can atamazdım. Beni kendimden geçirdiğin için sana minnetarım. Velakin dünya gözüyle baktığında; çok seveni terk eden nankörüm ben!
Çok sevdiğini değil de çok sevildiğini arayanların gizi buymuş meğer! 🙂 Kendinden çarçabuk bıkabilmenin kestirme yolu!
Ben yine de AŞK’ı alayım. İkimizi de bıktırsın! Öylesine kendimizden geçelim ki, daha önce bizleri tanıyanlar şoka girsin! Belki onlara da bi yararımız olur 🙂
**
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
Bir insan kendinden neden bıkmak ister ? Sevilmek ve kendinden bıkmak bu çelişkinin kökü nerelerde ?
Güzel bir soru İbbrahim bey.
Bıkmak, istemekle ya da istememekle alakalı değil sanırım, sadece doğa kanunu reflekslerimizden biri.
Çok seven avcı rolünü oynar, sevilen ise avdır. Böylece bilinen rolü ya da kişilği avlanan kişi ya ölüp evrim sahnesinde bayrağı çocuğuna bırakır, ya da başka bir rol bulmak için olağanüstü bir çabaya girer. Yeni bir kişilik/rol içine girebilme, reenkarnasyonun ta kendisidir.
Ben böyle gözlemledim, bilmem sizlerr ne dersiniz :)
"Beni bu kadar çok sevmeseydin, kendimden bu ölçüde bıkmazdım! Ve eğer bıkamasaydım, başka olmaya, değişmeye can atamazdım. Beni kendimden geçirdiğin için sana minnetarım. Velakin dünya gözüyle baktığında; çok seveni terk eden nankörüm ben!"
bu cümlelerde ne büyük bir aşk var... egodan arınmış bir aşk...hele son cümle...inanılmaz incelikli.
Kutlarım. Böyle yazabildiğiniz için değil, böyle sevebildiğiniz için kutlarım.
Gözümü yaşarttınız, anlaşılmak ne kadar güzel bir his.