Yazdığım ilk resmi yazı, orta okulda verilen ilk kompozisyon ödevimdi. Sadece sınıfımızda değil okul çapında beğeni görmüş ve bolca alkışlanmıştı.
Ödevimin başlığını unutmadım (hafızam iyi değildir pek); “Kabaklar”! Ne alaka değil mi? O sıralarda annemin görevi nedeni ile köyde oturuyorduk ve ben her gün şehre okula gidip geliyordum. Bir önceki köyümüzde yoğun olarak kabak üretimi yapılıyordu, ben de o süreçleri gözlemlemiştim, çektikleri zahmetleri (on yaşındaymışım) ve bana ilginç gelen hususları aklımda tutmuşum demek ki 🙂
İlk resmi yazım diyorum çünkü, çok daha küçükten beri masallar uydururdum, yazmayı öğrendikten sonra ise kendi hayali gazetemde sahip olduğum küçük köşede günlük yazılar yayımlardım. Bunlar kısa ama çarpıcı bir uslupla gündemi vurgulardı. Tek okuyucum da babamdı 🙂
Neyse işte o “kabaklar” böylesine alkış alınca kompozisyon dersleri daha bir ilginçleşti, sonraki yıllarda derslerde bir çok arkadaşımın kompozisyon ödevlerini de ben yazdım, yazılılarda sınıfın yarısına farklı “giriş” bölümü verdim, öyle ki zil çalmaya on dakika kala hala kendi yazılıma başlayamamış olurdum, ve son on dakikada kendi yazımı yazıverirdim.
İlk yazım “kabaklar”‘ı beğenen ve örnek gösteren o Türkçe öğretmenimizin ismini hatırlayamıyorum fakat kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. Şimdi yazdıklarımı da beğenir miydi diye düşünmeden de edemiyorum; çünkü o zamanlar henüz bir çocuktum ve kimse için, kimsenin dünyası için bir tehlike arzetmiyordum. Bir çocuğu alkışlamak daha kolay olabilir 🙂
Fibromiyalji tarihçesi "Nörasteni" gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılsa da 1904 yıllarında Gowers "fibrositis" tanımını kullanmış, böylece…
4 Mart 2020 Mircea Eliade: Dünyanın en tanınmış, saygı duyulan şaman araştırmacısı, kendisi bir şaman…
Komik olacak ama dün gece uyumadan önce tüm hayatım gözümün önünde resmî geçit yaptı, bir…
#şehirdenindimköye zamanı bile elden kaçıyor korkarım, fotoğraflara baktığınızda #megakent faciasını anlamak hiç de zor değil…
Lütfen önce Asimov’un 1954 yılında yazdığı Çok güzel bir gün öyküsünü okuyun ve sonra konuya…
önceki bölüm için tıklayınız BİR SUDANLI SİRİUS SİSTEMİ Ynzan: M. Griaule ve G. Dieterleıı Not:…
View Comments
"Şimdi yazdıklarımı da beğenir miydi diye düşünmeden de edemiyorum; çünkü o zamanlar henüz bir çocuktum ve kimse için, kimsenin dünyası için bir tehlike arzetmiyordum. Bir çocuğu alkışlamak daha kolay olabilir :)"
Bu sözleri aciklayabilirmisin? Kendini tehlikeli mi görüyorsun? Ben senin tehlikeli yanini simdiye kadar fark etmedim. Keske bu anlamda herkes senin gibi "tehlikeli" olsa.
Değişmeyen düzenler için tehlikeyim evet :) Fakat bunu bir tehlike ve kötü bişey gibi algılamak da, büyük bir nimet olarak da algılamak mümkün tabi. Bazen bırak tehlikeyi disaster bile olabilirim :)))
Senin sözlerini her "kulak" anlamaz. Onun icin tehlikeli oldugunu hic düsümüyorum. Seni anlayanlar zaten senin gibi olacaklari icin sen ne "deprem" yaratirsin, ne de bir sarsinti. :-)))
Sen yavas yavas degistiriyorsun, sen reformcusun, revolusyoncu degil :-))))
Iyiki de varsin.